17 thoughts on “Prof. Dr. Vahdet Ünal: “Küçük ölçekli balıkçılık doğru yönetilirse, deniz ekosistemlerinin sürdürülebilirliğine katkı sağlayabilir”

  1. Hocam,aklınıza,emeğinize sağlık.Zaman acımasız,zaman affetmiyor,daha fazla daha fazla diye diye,ekonomi diye diye,denizlerimizde,baliklarimizda derman kalmadı hepsi bizllerden birer birer ayrılıyor ,bir daha geri gelmemek üzere.Denizlerin,balıkların sesini duyan yok,denizlerde hakimiyet talancilarin istilacilarin oldu karada olduğu gibi.Sizin yazılarınızı okudukça umudumu büyütüyorum ama biraz daha hızlı davranabilsek balıkçılar olarak,siyasiler olarak ve halk olarak.Hersey daha güzel olurdu mutlaka.
    Yasedin Çidem

    1. Teşekkürler… Sizin gibi bilinçli insanlar, balıkçılar çoğaldıkça umut hep var olacak… Yazdıklarınıza katılıyorum. Çağın hızına ve getirdiklerine uyum sağlayamazsak, bilime, bilgiye dayalı, istişareyi, şeffaflığı dikkate alan, yetki ve sorumluluğu paylaşan yeni bir yönetim anlayışını hayata geçiremezsek toplu çöküş yaşayacağız…

  2. Muhteşem ifadeniz için sizi kutluyorum Sevgili Hocam. Yıllarını denizde kıyı balıkçılığı yapmış bir kadın olarak noktasına kadar altına imzamı atarım. Bugüne kadar şahsınız adına ‘adamın kralı “sözünden başka hiçbir söz duymadım. Kendi aralarında sürekli tartışma halinde olan gırgırcı, trolcü ve kıyı balıkçısı aradında bu dengeyi nasıl kurdunuz. Sürdürülebilir balıkçılık için aşk ile verdiğiniz mücadele için sizi ve değerli Akademisyenlerimizi candan kutlar, engin başarılar dilerim.
    Siz değerli Akademisyenlerimizden öğreneceğimiz çok değwrli bilgiler var. Herzaman bilim kazanır.
    Sevdiklerinizle birlikte sağlıklı ve mutlu nice ömürler dilerim.
    Sarıyer Rumelikavak lı kadın balıkçı Necla Yazıcı. 🙏💙❤️💪🌺🌺🌺🌺🧿🧿

  3. Yazdıklarınızı okurken gözlerim doldu… Deniz emekçilerine özellikle sizin gibi “gerçek kadın balıkçılara” saygım, sevgim sonsuz. Denizlerimize, barındırdıkları canlı yaşama ve geçimi bunlara bağlı insanlara bir nebze olsun fayda sağlayabiliyorsak ne mutlu bize…

  4. .Sayin Hocam iyi aksamlar.. konu yazinizi okumaya basladim.. dikkatinizi cekmek istedigim bazi hususlar var
    1- kucuk olcekli balilcilik kavrami – yazinizda belirttiginiz sekilde kucuk olcekli balikciligin tanimi yok.. ornegin 17 metre bir girgir teknesi kucuk olcekli midir degil midir ? Yasalarimizda sadece girgir tanimi var.. konu yasaklar olunca girgir konusu 12 metreden 50 metreye kadar ayni kavram icerisinde kullaniliyor.. ornegin 24 metre yasagi girgira uygulandiginda 12 metre girgir icin de, 50 metre girgir icinde yasak olmus oluyor.. oysaki konu yazinizda kullanilan kucuk olcekli balikcik anlatirken bile yaziniza koydugunuz tekne bir girgir teknesi !! Sanirim 14-15 metre bir girgir.. ne tesaduf ki kucuk balikci olarak dusunulmus- ki bence dogru ama girgira yasak dediginizde o tekneye de 24 metre yasak olmus oluyor.. oysa ki balik kiyida avlanir ve bence kiyida avlanmalidir.. surdurulebilir balikcilik icin.. bu yasak 2012 yilinda getirildikten sonra teknelerin av kapasiteleri asiri buyumus, daha fazla makine gucu, daha buyuk sonarlar, daha buyuk ve derin aglar ve ana balik yataklarinin oldugu acik denizlere tesvik edilerek asil avcilik baskisi 2012 den sonra artarak devam etmistir. Bu durum aslinda milli ekonomimize de olumsuz etki yapmistir cunku kullanilan av araclari sonarlar, makineler, yakit masraflari tamamen yurtdisina bagimli ve dovize endexli giderler haline donusmustur. Aslinda 1980 li yillarda oldugu gibi tekneler tek makinali, tek echo sounderli, ve aglar max 60 kulac derinliginde ve 5 boy olarak kalsaydi yine ayni balik miktarini daha az maliyetle ve daha yaygin avlayarak hem av baskisini azaltmis olacak hemde balikcinin karlilik oranini arttirmis olacaktik..

    2. Paragrafta iklim degisikliginin etkileri konisu- yazdiklariniza ilave olarak iklim degisikligi baliklarin goc zamanlari be goc yollarini degistiriyor hocam.. deniz uzerindeki demirleme sahalarindaki isiklar, makine gurultusu, goc zamanlarini ve goc aliskanliklarini degistiriyor baliklarin.. artik karadenizde dogan balik bogazlardaki normal gocunu yapamiyor.. bunu biz gozlemliyoruz balikcilar olarak.. ornegin igneada tarafindan bogaza girmesi gereken baliklar doguya dogru gidiyor ve dogu karadenizin su sicakligi marmara denizininkine yaklastigi icin balik dogu karadenizde kaliyor az bir kismi bogaz giriyor be bogazin derinliklerinde butun kis yatiyor.. bizim tespitimiz sarayburnundaki avrasya tuneli ve marmarayin su dibinde olusturdugu gurultu ve sicak dipsuyu akintilari baligin bogazin derinliklerinde kalmasina sebep oluyor kis aylarinda oysa kis aylarinda marmaraya bol miktarda yayilip dagilip av vermesi gerekiyor baligin ama son yillarda marmara balikciligi cok azaldi.. sebep iklim degisikligi

    3- istilaci turler paragrafi- bogaz ve karadeniz kiyilarinda balikcilik yapan ve kucuk balikci arkadaslarimizla olan gozlemlerimizden bizim bildigimiz tek istilaci tur Maalesef bakmaya kiyamadigimiz Yunus baliklari.. kucuk balikciyi bitiren asil konudur.. aglari ve uzerindeki baliklari yiyerek kucuk balikciligi bitiren en buyuk etkendir.. buna yapacak bir sey var mi bilmiyorum..

    4- hangi avlanma yontemlerinin yanlis buluyorsunuz paragrafi- paragrafin tamamina katiliyorum.. eksik kismi bir bolgeyi balikciliga kapatip iyilesmeyi fark ettikten sonra tekrar ekonomiye kazandirmak icin gorus ve oneri sunuyor musunuz ? Sonsuza kadar koruma bolgesi olarak mi kalacak o bolgeler ? Bolgede yasayan ve gecimini saglayan balikcilarida o yasaklanan bolgeler gibi rehabilite edip yeniden avlanabilmeleri icin yonlendirme ve bilgi guncellemesi de yapmak gerekmez mi ?

    5- adriyatik kiyilarindaki koruma bolgeleri oldugunu soyleyerek yine bir yasaga zemin hazirlanmis oluyo hocam.. adriyatik denizinin her tarafında suan balıkcılık yapılmakta.. zaten Marmara denizi ve bogazın 4 te 3 u mevcut yasaklar sebebiyle koruma alanı.. koruma alanı konusunda kantarın topuzu biraz kacmıs durumdadır.
    6- calısma yaptıgınız butun konulara ve yaptıgınız butun calısmalara saygım var ..emeginize saglık ancak Turk balıkcılıgına katkınızı Turk denizlerinde turk balıkcısıyla birlikte denizde vakit gecirerek bilimsel arastırmalarınızı bizim sularımızda bizim balıkcılarımızla ortak olarak yapmanızı ve kendi denizimizin ozelliklerini burda yapacagınız calısmalarla ortaya cıkartmanızı yurtdısından saglanan fonlarla yurtdısındaki balıkcıların menfaatine raporlar ureterek bizim balıkcımızın zararına olacak konuları farkında olmadan bize empoze edilmesi dogru bir durum degildir. ulkemizin faydasına olacak calısmaları ulkemiz sularında yapmanızı tavsiye ederim.

    1. Polemiğe girmek istemem ancak balıkçılarımızın denizlerimizin en temel özelliklerini bilmemesi bizim işimizi tam anlamı ile yapmadığımızın kanıtı. Bilgi paylaşınca güzel

      1. Sayın Hocam, sizden yorum gelmesi bizler ve okuyucular için büyük bir onur… Eksik çok… Sorumluların kimler olduğunu söyleşinin bir bölümünde açıkça belirttim… Bakın, bu söyleşiye en uzun yorumu yazan balıkçı arkadaşım beni telefonla da aradı ve uzun uzun görüşlerini iletti… Sabırla dinledim ve kendisine, bu görüşleri yazının altına yazarsa başka okuyucuların da yararlanabileceğini söyledim. Her türlü eleştiriye açık biriyim ancak aşağıdaki satırlara bakar mısınız?
        “….yurtdısından saglanan fonlarla yurtdısındaki balıkcıların menfaatine raporlar ureterek bizim balıkcımızın zararına olacak konuları farkında olmadan bize empoze edilmesi dogru bir durum degildir. ulkemizin faydasına olacak calısmaları ulkemiz sularında yapmanızı tavsiye ederim.” Ne tavsiye ama? Biz şimdi bu balıkçı arkadaşıma ne öğreteceğiz? O zaten her şeyi biliyor…
        Ben şöyle diyorum: “Balıkçı var, balıkçı var! İşte bu arkadaş da böyle bir balıkçı! Mevlana ne demiş 1000 (bin) yıl önce; “Ne kadar bilirsen bil, anlatacakların karşıdakinin anlayacağı kadardır.” Bir sözü daha var Mevlana Hazretlerinin: “Kalp deniz, dil kıyıdır, kalpte ne varsa kıyıya o vurur!

  5. Çok yerinde ve kapsamlı bir değerlendirme. Tümüne katılıyorum. Umarım, karar vericilerden tüketicilere kadar herkes bu gerçeklerin farkına varır ve üstüne düşeni acilen yapmaya başlar. Yoksa çocuklarimizi çok daha zor bir gelecek bekliyor.

  6. Hocam selam..
    Hamsi biterse biteriz dediniz ve son noktayı koyamadınız..
    Yem fabrikaları..
    Stokların çok üzerinde işleme kapasiteleri..
    150 ton yetiştiricilikte kullanılan 180 ton deniz balığı..
    Bunları telafüz edemiyorsunuz ve bu gerçekleri hep göaz ardı ediyorsunuz..

    1. Çok şükür telafuz edemediğim hiç bir şey yok. Meslekten atılacağımı bilsem doğru bildiğimi her yerde söylerim/söylüyorum, yazarım/yazıyorum… Bunları da söylediğimiz yerler oldu… Sen neredeydin? Hep benimle misin? Nereden biliyorsun söyleyemediğimi?… Onu da sen söylemişsin işte. Ne güzel olmuş. Tek bir söyleşide her konuya değinmemiz mümkün mü? Hem nedendir bu sürekli art niyetli yaklaşımlar? Bir şeylerin altında sürekli olumsuzluk aramalar? Olur olmaz suçlamalar. Bakın bir balıkçı arkadaş da uluslararası fonlarla başka ülkelerin balıkçılarına hizmet etmekle suçlamış. Kendi denizlerimizde Türk balıkçılarla çalışın demiş… Zaten öyle yapıyoruz. Yıllarca trol, gırgır, trata teknelerinde, uzatma ağları, paragat balıkçılığı yapan küçük ölçekli balıkçılarla denize çıktık, çalıştık, dertleştik, yemeklerini yedik, balık çıktı sevindik, av olmadı üzüldük… Yurt dışından bir örnek verdik söyleşide. Konu nerelere gelmiş…Herkes kendi kafasını yaşıyor. Kuyruğuna basılan feryadı koparıyor. Tarafsız olup görüşlerini paylaşanları da bir yerlere taraf göstermeye çalışıyorsunuz. Biz bilimden, doğrudan, haktan başka bir şeye taraf değiliz. Bunu çok iyi bilin…

      1. Hocam iyi aksamlar.. son paragrafimda belirtrigim yurtdisi fonlarla beslenip, Turkiye gercekleriyle uyusmayan bir cok bilimadami raporu gorduk.. bu sadece balikcilik konusuyla alakali degil, ekonomimizi ve millinpolitikalarimizi da etkileyen bircok konuda bunu yasiyoruz.. uzerinize bu kadar cok alinmaniza uzuldum.. ancak sahada yasadiklarimizi biz biliyoruz.. ornek Saadet Karakulak hoca nin Gectigimiz mayis ayinda Sile deki calistayda hamsi baligi ile ilgili sunumunu sabirla izledim ve gordugum su ki zahmet edip yabanci kaynaklardan aldigi calismalari powerpoint sunumunda Turkce ye bile cevirmemis..kac balikcinin ve balikciligi yoneten ekibin bu calismadan bir sonuc cikartabilecegini inanin ben cozemedim.. ayrica sizin Bodrumdaki calistayda Ispanya da ki balikcilarin hafasonu denize cikmadigini ve bunun da yilda 54 hafta dan hesaplandiginda av baskisini azaltacagini soylediniz.. ve gercegin boyle olmadigini size ispatli olarak belgeledim cunku oyle bir sey yok.. yorumunuzun basinda “meslekten atilacagimi bilsem dogruyu soylerim “ yazmissiniz..benim bu yorumlarimi sahsiniza algilamis olsaniz bile bu Turkiye nin bir gercegi.. kusura bakmayin.. mesleginize ve sAhziniza karsi yazilmis gozukse bile, denizlerde omrunu geciren birisi olarak benim soylediklerimde gercek..Mevlana dan bana verdiginiz ornek “ne kadar bilirsen bil, anlatacagin karsindakinin anlayacagi kadardir” altina imziami atiyorum..

  7. Ağzına sağlık Vahdet hocam
    Balıkçılık tüm denizlerimizde bitti bitecek, umarım çok geçmeden farkına varırız.
    Karadeniz özelinde bir şey söylemek gerekirse; yiyemediğimiz %98’ini yurt dışına sattığımız Türk somonuna yem yetiştireceğiz diye ergin olmayan hamsi, istavrit ve çaça stoklarını katlettik tüm ve karadeniz ekosistemini çökerttik. Karadeniz bitti!!!

  8. Teşekkürler Hocam. Denizlerimiz, canlı kaynaklarımız, gerçek ve dürüst balıkçılarımız, gelecek kuşaklarımız için mücadeleye devam…

Gastro Eko sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et