
Credit: Bruno Comby (https://commons.wikimedia.org/wiki/File:James_Lovelock_in_2005.jpg)
Dünya’nın kendi kendini düzenleyen, tüm unsurlarıyla “nefes alan” bir organizma topluluğu olduğunu ortaya koyan Gaia kuramı ve elektron yakalama dedektörü keşfiyle tanınan bağımsız iklim bilimci James Lovelock, 103. yaş gününde hayatını kaybetti.
Ailesi, Lovelock’un sağlığının, altı ay öncesine kadar gayet iyi olduğunu, basına demeçler verip Dorset’teki evinin çevresinde yürüyüşler yaptığını fakat sonra durumunun birden kötüye gitmeye başladığını ve geçtiğimiz gün ise ailesiyle birlikte olduğu evde hayata gözlerini yumduğunu açıkladı.
Ailesi ayrıca, “Bizim için sınırsız bir merak duygusu, haşarı bir mizah anlayışı ve doğa tutkusu olan sevgi dolu bir koca ve harika bir babaydı.” açıklamasında bulundu.
Her zaman ses getiren bir iklim bilimciydi
Dünyanın en saygın bağımsız bilim insanlarından biri olan Lovelock, 1960’ların ortalarından beri tek kişilik laboratuvarında çalışmalar yapıyor ve çarpıcı tahminlerde bulunuyordu. Çalışmaya yaşlılığında da devam eden Lovelock, iki yıl önce The Guardian’a verdiği demeçte, “Biyosfer ve ben, ikimiz de yaşamımızın son %1’indeyiz,” demişti.
1994’ten beri Oxford Üniversitesi Green Koleji’nde onursal misafir araştırmacı olan Lovelock, meslektaşlarının krizi fark etmeye başlamasından on yıllar öncesine dayanan tahminleriyle, hayatını iklim önlemlerini savunarak geçirdi. Son zamanlarında ise iklim krizinin en kötü etkilerinden bazılarından kaçınma umudunun kalmadığını düşünüyordu.
Buna karşın işine tutkuyla bağlı olan Lovelock, insanlığı yaklaşan iklim felaketi konusunda uyarmanın zorunlu olduğunu hissettiğinden hiçbir zaman emekliliğe yanaşmamış, yaşamının son altı ayına kadar çalışmıştı: “Mutlu bir emekliliğe sıcak bakmamamın temel nedeni,” diyecekti, “İklim değişikliğinin büyük ölçüde tahribat yaratma olasılığı konusunda duyduğum derin endişe ve bu konuda hemen şimdi bir şeyler yapma gereği hissetmem.”
Lovelock’u tanıyan ve onun hakkında bir biyografi üzerinde çalışan The Guardian’ın uluslararası çevre editörü Jonathan Watts, onun ilgili şunları söyledi: “Lovelock olmasaydı, dünya çapındaki çevre hareketleri daha sonra başlayacak ve çok farklı bir yol izleyecekti. 1960’larda, onun ultra hassas elektron yakalama detektörü, soluduğumuz havaya, içtiğimiz suya ve yiyeceğimizi yetiştirdiğimiz toprağa zehirli kimyasalların nasıl sızdığını ilk kez ortaya çıkarmıştı. Stratosferde kloroflorokarbonların (CFC’s) varlığını doğrulayan ilk kişiydi ve petrol ürünlerinin iklimi istikrarsızlaştırdığı ve çocukların beyinlerine zarar verdiğine dair ilk uyarılardan birini yayınlamıştı.”

Gaia kuramı nedir?
En çok tanınan çalışması olan ve bizim de ekoloji gazetecileri olarak sıkça atıfta bulunduğumuz Gaia kuramında Lovelock, gezegenimizdeki yaşamın, birbirleriyle ve çevreleriyle etkileşime giren, kendi kendini düzenleyen bir organizma (ilişkiler) topluluğu olduğunu öne sürüyordu.
Başka bir deyişle Lovelock, Dünya’nın kendisini, gezegendeki yaşam koşullarını yaratan ve sürdüren karmaşık, kendi kendini düzenleyen bir sistem olarak görüyordu.
Dian Hitchcock’la tasarlanan ve biyolog Lynn Margulis’le iş birliği içinde geliştirilen bu kuram, farklı yaşam bilimi disiplinleri arasındaki etkileşime vurgu yapıyor ve insanlığın, Dünya’yı canlı kılan olağanüstü ilişkiler ağına karşı eylemlerinin yarattığı tehlikeler konusunda her daim uyarıyordu.
Gaia kuramı ilk kez önerildiğinde, bunun “yeni çağ saçmalığı” olduğuna inanan birçok kişi tarafından alay konusu olsa da bu kuram, bugün artık iklim biliminin temelini oluşturan fikirlerden birisi.
Bu haberi yazarken hangi kaynaklardan faydalandık?
James Lovelock, Gaia. Çev: Ozan Karakaş, Alfa Yayınları, İstanbul, 2017