
On binlerce canımızı kaybettiğimiz büyük deprem felaketinin ardından bölgedeki kültürel mirasın korunması da başlıca bir mesele haline geldi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na göre, depremlerin en ağır biçimde vurduğu 11 ilde “kültürel miras” niteliğinde 8.444 tarihsel yapı vardı.
BM, AB ve Dünya Bankası’nın desteğiyle Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından hazırlanan “Türkiye Deprem Toparlanma ve Yeniden İmar Değerlendirmesi” (TERRA) raporu ise kültürel miras uzmanlarının inceleyebildiği 2.863 eserin %60’ından fazlasının çeşitli düzeylerde hasar gördüğüne işaret ediyor. Buradaki eserler tarihi açıdan çok büyük önem taşıyor.
Sözgelimi Hatay Arkeoloji Müzesi’ndeki eserler, Osmanlı, Bizans ve Roma dönemlerine kadar uzanarak Antakya’nın tarihine ışık tutuyor. Müzedeki paha biçilmez eserler arasında, 3.000 yıl önce hüküm süren Hitit Kralı Şuppiluliuma’nın iki tonluk heykeli, zengin bir Roma ve Bizans mozaikleri koleksiyonu ve M.Ö. III. yüzyıldan kalan muhteşem bir mermer mezar olan Antakya Lahdi yer alıyor.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), “yeri doldurulamaz” kültürel mirası korumak amacıyla Hatay ve Kahramanmaraş Arkeoloji Müzelerine, ilk etapta 20 konteyner gönderdi; Hatay Arkeoloji Müzesi’ne 18, Kahramanmaraş Arkeoloji Müzesi’ne ise 2 konteyner teslim edildi.
Bu konteynerler, iki müzenin envanterinde yer alan paha biçilmez hazinelerin içinde hasarlı veya tahrip olmuş eserlerin koruma uzmanları tarafından restore edilerek yeniden halkın ziyaretine açılmasına kadar koruma altına alınmaları amacıyla kullanılacak. Söz konusu yardım, müzelerde büsbütün restorasyon sağlanıncaya kadar hasar gören eserlerin koruma altına alınmasını amaçlıyor.

Louisa Vinton: “UNDP, bölgenin eşsiz kimliğini ve insan ruhunu yeniden canlandırmaya katkı yapmayı hedefliyor”
“Bu konteynerler sadece bir başlangıç,” diyen UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton sözlerini şöyle sürdürdü: “UNDP şu anda, hasar gören binlerce kültürel miras eserini tüm ihtişamlarıyla eski haline getirmeye yönelik daha kapsamlı bir çaba için fon arıyor. Bu çaba, sadece tarihsel belleğin kritik ögesi olan fiziksel eserlere yönelik değil, aynı zamanda bölgenin eşsiz kimliğini ve insan ruhunu yeniden canlandırmaya katkı yapmayı hedefliyor.”
Ailesi Antakyalı olan UNDP Türkiye İyi Niyet Elçisi ve oyuncu Mert Fırat ise “Antakya’nın büyük bir kısmı harabeye dönmüş durumda, kentimizin kalıcı simgelerinin her birini elimizden geldiğince korumalı ve restore etmeliyiz,” ifadelerini kullandı. Fırat, İhtiyaç Haritası’nın kurucusu olarak ilk günden beri deprem bölgesine yardım etmek için aktif olarak çalışıyor.
Deprem sonrası bölgeye insani ve sosyal yardımlar da ulaştıran UNDP, konteynerlerin yanı sıra önümüzdeki haftalarda, kültür varlığı niteliğindeki yapılar ve müzelerde devam eden hasar durum tespit çalışmaları kapsamında eserlerin hasar derecesinin belirlenmesi, hasarlı bölgelerin haritalandırılması, gerekli fotoğrafların çekilerek belgelendirilmesi ve eserlerin güvenliğinin sağlanması için ihtiyaç duyulan telsiz, dron ve tablet gibi ekipmanlar da sağlayacak.
Krizlere dayanıklı toplumlar inşa etmek ve herkes için yaşam kalitesini yükseltecek türden büyümeyi artırarak sürdürmek amacıyla toplumun her kesiminden insanlarla ortaklık kuran Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), sahada 177 ülke ve bölgede, güçlü bireyler ve güçlü toplumların oluşturulmasına katkı sağlayacak küresel perspektif ve yerel içgörüler sunuyor.