
ABD’de yapılan çalışma, COVID-19 salgınının gıda güvenliği olmayan insanların gıda alışverişi davranışları üzerindeki olumsuz etkisini ortaya koyuyor; gıdaya erişimde eşitsizlik artıyor.
COVID-19 pandemisi, gıda alışverişine yönelik davranışlarımız da dahil olmak üzere hayatımızın hemen her yönünü değiştirdi. Gıda ürünü satan marketler, bu süreçte finansal olarak gelişirken gıdaya erişim konusunda sosyo-ekonomik farklılıklar, etkisini daha çok hissettirmeye başladı.
Araştırmacılar, pandemi sırasında insanların ortalama olarak markete daha az gittiğini ve markete her gidişte daha fazla harcama yaptığını buldu. Peki ama bu eğilim herkes için aynı mıydı?
ABD’deki Ziraat, Sağlık ve Doğal Kaynaklar Üniversitesi’nden (CAHNR) sağlık bilimleri profesörü Ran Xu, bu eğilimin gıda güvenliği olmayan insanlarda nasıl olduğunu merak etti. Xu’ya göre COVID-19, birçok insan için gıda güvensizliğini artırmıştı. Salgınla ilgili iş kaybı başta olmak üzere diğer faktörler de genel gıda güvensizliği oranlarında artışa yol açmıştı.
Xu ve ekibi, yakın zamanda Public Health’te yayımlanan çalışmada; algılanan riskten kaçınma, kaynak kıtlığı ve tüketicilerin gıda güvenliği durumunun, gıda tedarik davranışlarını nasıl etkilediğini değerlendirdi.
Gıda güvenliği olan bireyler gibi, gıda güvenliği olmayan bireylerin de COVID-19’a yakalanma endişeleri nedeniyle daha az market alışverişine çıktığını buldular. Ancak, gıda güvenliği olan bireylerin aksine, markete her gidişte harcamalarını artırmamışlardı. Bu durumun, COVID-19’un farklı popülasyonları farklı şekilde etkilediğini gösteren ciddi bir sorun olduğunu düşündüklerini belirten Xu, ellerindeki bulguların endişe verici olduğunun altını çizdi.
Araştırmacılar, gıda temininde önemli ölçüde maddi zorluk yaşayan, gıda güvencesi olmayan bireylere odaklanmıştı. Gıda güvensizliğini, ABD Tarım Bakanlığı’nın (USDA) gıda güvensizliği anketinden alınan iki ölçüte göre değerlendirdiler: Katılımcılara, daha fazla satın almaya yeterli paraya sahip olmadıkları için gıda kaynaklarının tükeneceğinden ve satın aldıkları gıdanın yetmeyip daha fazla almaya da paralarının yetmemesinden endişe duyup duymadıklarını sordular.
Daha sonra araştırmacılar, katılımcıların alışveriş yaptıkları mağaza türleri, alışverişe gidiş sıklığı ve ortalama gıda harcaması gibi alışveriş davranışlarını değerlendirdi. Bu önlemleri pandemi öncesi alışveriş deneyimleriyle karşılaştırdılar.
Elde ettikleri sonuçlar, ülkenin dört bir yanındaki 2.500 katılımcı arasından gıda güvenliği olan bireylerin, gıda stoklamak, COVID-19’a maruz kalma potansiyelini azaltmak ve gıda kıtlığına hazırlanmak için her alışverişe çıkış başına daha fazla harcama eğiliminde olduğunu gösterdi. Ancak gıda güvencesi olmayan bireyler, çok daha kısıtlı bütçeleri ve kaynakları olduğu için aynı şekilde davranamamıştı.
Gıda güvencesi olmayan insanlar, COVID-19’a yakalanma endişeleri nedeniyle daha az market alışverişine çıkmalarına rağmen, gıda güvenliği olan kişilerin aksine, alışveriş başına harcamalarını artırmamıştı.
Yeni yayımlanan bulgular, pandeminin gıda güvenliğine sahip ve gıda güvensizliği yaşayan insanlar arasındaki eşitsizliği daha da kötüleştirdiğini gösteriyor.
Unutulmamalı: Besleyici gıdalara veya güvenilir gıdaya erişim eksikliği (gıda güvensizliği), diyabet ve kardiyovasküler hastalık da dahil olmak üzere bir dizi ciddi sağlık sorununa katkıda bulunur. Eğer devletler tarafından önlemi alınmazsa ileride devletlerin sağlık harcamaları artırır, ekonomilerine zarar verir.
Kıssadan hisse: Pandemi sırasında insanlar, ortalama olarak gıda alışverişine daha az giderken her gidişte daha fazla harcama yaptı. Ancak gıda güvensizliği yaşayan insanlar, alışveriş başına harcamalarını artırmadı. Bulgu, pandeminin gıda güvenliğine sahip olan ve olmayan insanlar arasındaki eşitsizliği daha da kötüleştirdiğini gösteriyor.