
TEMA Vakfı’nın son çalışmasına göre 24 ilimizde 20.000’e yakın maden ruhsatı var ve bu ruhsatlar, orman ve tarım alanlarını da içeren doğal çevre ile kültürel varlıkları tehdit ediyor.
Türkiye’nin 24 ilindeki yaklaşık 20.000 maden ruhsatının; ormanlar, korunan alanlar, tarım alanları ve kültür varlıkları ile ilişkisini inceleyen TEMA Vakfı çalışması dikkat çekiyor. Söz konusu çalışma, Türkiye’nin kültürel ve doğal değerlerinin ne kadar büyük bir tehdit altında olduğunu gösteriyor.
Öyle ki bu illerde bulunan ormanların ortalama %60’ı, tarım alanlarının ortalama %57’si, meraların ortalama %55’i, korunan alanların ortalama %57’si ve potansiyel koruma alanı olması gereken alanların ortalama %63’ü maden şirketlerine ruhsatlı durumda. Vakfa göre bu sonuçlar, Türkiye’nin doğal, ekonomik ve kültürel değerlerinin, madencilik faaliyetlerinin inisiyatifine bırakıldığını gösteriyor.
Türkiye’de madenler, kanuna göre beş grupta ele alınırken TEMA, bu çalışmasında altın, bakır, kömür gibi endüstriyel madenleri içeren 4. gruba yoğunlaşıyor. Bu grupta, geniş alanlara yayılan ve üretimleri esnasında yoğun su tüketimi ile kirliliğe neden olan madenler yer alıyor.

Çalışmaya dahil edilen illerin yüzölçümlerine göre ortalama ruhsatlılık oranı %63! Ruhsatların en yoğun olduğu il, yüzölçümünün %92’si madenlere ruhsatlı olan Kütahya olurken onu Çanakkale-Balıkesir (%79) ve Uşak (%80) illeri izliyor. İşletme safhasındaki ruhsatların en yoğun olduğu iller ise Muğla, Sivas ve Kaz Dağları Yöresi (Çanakkale-Balıkesir) olarak karşımıza çıkıyor.
Daha önce Kaz Dağları Yöresi odağında Çanakkale ve Balıkesir’deki maden ruhsatları üzerine haritalandırma çalışması yapan vakıf, bu çalışmanın kapsamını 22 ili daha dahil ederek genişletmiş durumda. “Seçilmeleri tesadüfi olmayan” olarak nitelendirilen bu iller şu şekilde: Muğla, Tekirdağ, Kırklareli, Afyon, Kütahya, Uşak, Zonguldak, Bartın, Eskişehir, Karaman, Kahramanmaraş, Erzincan, Tunceli, Ordu, Tokat, Artvin, Erzurum, Bayburt, Şırnak, Siirt, Batman, Sivas.
Söz konusu iller, doğal varlıklar bakımından oldukça zengin ekosistemlere ev sahipliği yapmalarının yanı sıra güçlü tarımsal üretim ve turizm potansiyeline sahip olmalarına rağmen madencilik faaliyetlerinin yoğunlaştığı alanlar olarak öne çıkıyor.
Maden Kanunu’nun yasalaştığı 1985’ten bu yana yasanın 20’den fazla kez değiştiğini ve her değişiklikle birlikte madencilik faaliyetlerinin her alanda yaygınlaştığını dile getiren TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, mevzuatın doğal varlıklar ile yaşam alanlarını korumaya yetmediğine dikkat çekiyor.
Not: Fotoğraflar TEMA Vakfı’ndan alınmıştır.