
Doğanın ranta kurban edilmek istendiği, sermayeyle ekolojinin karşı karşıya getirildiği bir süreçle daha karşı karşıyayız. Pumice Madencilik, Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı Kısacık Köyü mevkiinde bir altın madeni projesi gerçekleştirmek istiyor.
Balıkesir ve Çanakkale’deki ekoloji paydaşları ise planlanan altın madenine karşı 14 Kasım günü “Halkın Karılımı Toplantısı”nda bir araya gelerek seslerini yükseltti ve tutanak tutulmasını sağladı. Köylüler de katıldıkları bu eylemde, madeni istemediklerini net bir şekilde dile getirdi. Türkiye İşçi Partisi de çeşitli ilçelerde bu yıkıma karşı imza toplamış durumda.

KazDağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, söz konusu proje kapsamında çalışma yapılacak alanın “büyük oranda orman” olarak gözüktüğünü belirtiyor.
Ayrıca ocaktan yılda 750.000 ton cevher çıkarılması planlandığı bildirilirken, cevher çıkarma sırasında yılda 750.000 ton da ekonomik olmayan kayaç çıkarılacağı varsayılıyor. Bunun günde 4.000 ton toprak kaya kazılması ve günde 200 kamyon seferi anlamına geldiğinin altı çizilirken, proje ömrünün ise 37 yıl civarında olduğu belirtiliyor.
ÇED Alanı: 1.551 dönüm; Ocak alanı ise 916 dönüm
Projeye konu çalışma alanına en yakın yerleşim birimi sadece 520 metre mesafedeyken, çalışma alanına en yakın konutların ise 140 metre mesafede yer alan Kısacık Köyü’ne ait konutlar olduğu, derneğin paylaştığı bilgi dosyasında görülüyor.

Projenin yıkım anlamına gelen çok büyük ekolojik maliyetleri söz konusu; büyük bir orman kıyımının neden olacağı çölleşme-kuraklaşma ile habitat kaybı, doğal peyzajın bozulması, Kocadere ve Akçin Göleti ile yeraltı kaynakların kirlenmesi, toz emisyonlarının artması, gürültü ve titreşim kirliliği gibi bir daha onarılması imkânsız sorunlar var.
Halk sağlığını etkileyecek en büyük problem ise siyanür ki bu içeriğin, zehirlenme ve Alzheimer gibi hastalıklarla ilişkisi biliniyor. Ayrıca Balya örneğinde görüleceği üzere sularda, bitkilerde ve besin zincirinde zenginleşen ağır metaller bölge halkında çeşitli kanser hastalıklarının yayılmasına neden olabiliyor.
Gastro Eko olarak paydaşlarla birlikte süreci takip etmeye devam edeceğimizi; doğayı ve yaşam hakkımızı her daim koruyacağımızı belirtmek isteriz.
