
Her kripto para birimi aynı çevresel etkiye sahip olmamakla birlikte kripto paraların elektrik tüketimi genel olarak yüksek ve enerji ihtiyaçları büyük oranda fosil yakıtlara dayanıyor. Buna karşı bazı girişimler bunu azaltmak için çalışıyor. Konuyla ilgili küçük bir araştırma yaptık. Önce sektöre göz atıyor ve ardından çevreci kripto para birimlerine mercek tutuyoruz.
Yazı: Batuhan Sarıcan (info@gastroeko.com)
İklim krizinin olduğu bir ortamda kişisel yatırımların fosil yakıta dayanması da düşünülemez. Hal böyle olunca da merkeziyetsiz yapılarıyla klasik kapitalizme karşı çıkan ve büyüyen potansiyeliyle kripto paraların nasıl bir enerji tükettiğini konuşmanın tam sırası olduğunu düşünüyoruz. Fosil yakıta bağımlılığıyla yoğun miktarda enerjiye ihtiyaç duyan Bitcoin’den başlayarak daha çevreci alternatiflere doğru yelken açıyoruz.

Kripto para birimleri elektriği nasıl tüketiyor?
Önce kısaca kripto paraların neden enerjiye ihtiyaç duyduğuna bakalım. Kripto paralar, madencilik adı verilen karmaşık bir süreçle oluşturuluyor. Kripto madencilik bilgisayarları, küçük miktarlarda yeni para biriminin kilidini açan karmaşık matematik denklemlerini çözmek için rekabet ediyor. Dünyanın her yerinde bulunan bu bilgisayarlar, genellikle kesintisiz çalışıyor ve serin kalabilmek için büyük miktarda elektrik gerektiriyor.
Bununla birlikte kripto para biriminin çevresel etkilerini inceleyen araştırmaların çoğu, en popüler ve dolayısıyla enerji yoğun para birimi olduğu için Bitcoin’e odaklanıyor. Bugün Bitcoin madenciliği, yılda yaklaşık 91 terawatt/saat elektrik gerektiriyor. Bu tek başına Finlandiya gibi 5,5 milyon kişiye ev sahipliği yapan bir ülkenin, bir yılda ihtiyaç duyduğundan daha fazla elektrik gereksinimi anlamına geliyor.
Örneğin aralık ayı itibariyle, tek bir Bitcoin işlemini doğrulamak, ortalama ABD hane halkına yaklaşık 69 gün boyunca güç sağlamaya yetecek (yaklaşık 2.004 kilovat saat) elektrik gerektiriyor. Dünyanın en popüler ikinci madeni parası olan Ethereum’u kullanmak için ise bir işlem, ortalama bir ABD hanesinin yedi günden biraz daha kısa bir sürede kullandığı kadar elektrik kullanıyor.
TRG Datacenters’a göre işlem başına 707 kilovat saat (KWh) tüketen Bitcoin’den sonra en popüler ikinci kripto para birimi olan Ethereum 62.56 KWh tüketiyor. Bu bile fazla. Ne ki Ethereum, 2022’de güç tüketimini ve olumsuz çevresel etkilerini önemli ölçüde azaltacak 2.0 sürümüne geçiyor. Bu yüzden gezegenin geleceğini de düşünerek kripto para yatırımı yapanlar Bitcoin’den ziyade Ethereum ve hatta çok daha çevreci olan kripto paraları tercih ediyor.

Ethereum, Bitcoin’in neredeyse 10’da 1’i kadar enerji tüketiyor. Ancak bu bile yüksek bir miktar.
Her kripto paranın çevresel etkisi aynı değil!
Georgetown Üniversitesi’nde finansal teknoloji konusunda uzmanlaşan Profesör James Angel, Bitcoin gibi kripto para birimlerinin artan enerji ihtiyacının, çevresel sürdürülebilirlik açısından endişe kaynağı olduğunu söylüyor.
“Bitcoin’in yüksek fiyatı, madenciliğinin yapılması için insanları teşvik ediyor,” diye söze başlayan Angel, şöyle devam ediyor: “Bitcoin başına 57.000$ demek, biraz madencilik donanımı satın almak ve onu madencilik yapmak için muazzam bir mali teşvik demek; böyle bir durumda elektriğin ne kadar kirli olduğunu gerçekten umursanmaz.”
Angel, kripto para teknolojisinin çok fazla potansiyeli olmasına rağmen, büyük madencilik operasyonları ve kripto para şirketlerinin çevrenin iyiliği için elektrik tüketme şeklini yeniden yapılandırmaları gerektiği konusunda ise hemfikir. “Bitcoin 1.0 bir çevresel felakettir ve evrim geçirmeli veya ortadan kalkmalıdır,” diye belirtiyor.
Haksız da sayılmaz. Zira kripto para madenciliği operasyonları, onları korumak için gereken ısı, gürültü ve elektrik nedeniyle genellikle konutlardan ziyade ticari tesislerde barındırılıyor. Bu toplu madencilik alanlarının çoğu, enerjisinin çoğunu yenilenebilir kaynaklardan kullanmıyor. Bununla birlikte kripto paraların fiyatı arttıkça, kripto para birimi ağını korumak için gereken madenci sayısı da artıyor.
Kripto para çiftlikleri, ucuz ve kirli enerjinin (fosil yakıt) bolluğu nedeniyle tarihsel olarak Çin’de bulunsa da son düzenlemeler, madencileri ABD’nin Teksas gibi eyaletlerine itiyor. Madenciler nerede olursa olsun, düşük fiyatları ve güvenilirlikleriyle ilgili itibarı göz önüne alındığında, fosil yakıt bazlı elektriği tercih etme eğiliminde oluyorlar. Öyle ki sektörün liderleri arasında olan Çin, Bitcoin madenciliğinde kullandığı enerjinin %60’ı kömürden sağlıyor. Peki ama buna karşı neler yapılıyor?

Hedef: Daha çevreci kripto paraların sektöre hâkim olması
Konu üzerine on yıldan fazla deneyime sahip teknolog Jess Summerhill, bu teknolojinin geleceğinden heyecan duyarak kripto para madenciliğini keşfetmeye başlamış. Nihayetinde kendisi için madeni para çıkarabilecek özel bir bilgisayar inşa etmek için yeterli ekipmanı toplasa da bilgisayarın gürültülü, sıcaklık yayan ve elektrik faturasını artıran bir nitelikte olduğunu görmüş.
Summerhill, zamanla kripto para madenciliğinin neden olduğu karbon ayak izinin de farkına varmaya başlayarak kripto para madenciliğini daha yeşil bir geleceğe doğru iteceğini umduğu yeni bir yol tasarlama kararı almış. Mevcut teknolojiyle ilgili hayal kırıklığına uğramasının ardından da 2020’de Maven Miners’ı kurmuş.
ABD’de Washington DC’de kurulan girişim, şu anda daha verimli ve yenilenebilir enerjiye dayanan bir kripto para madenciliği süreci tasarlamak için çalışıyor ve bunu bir gün tamamen gerçekleştirebileceklerini umuyor. Nihai hedefleri ise DC bölgesinde tamamen yenilenebilir enerjiyle çalışan bu bilgisayarlarla dolu bir madencilik çiftliği işletmek ve bunun yayılmasını sağlamak.
Summerhill, ortağı Will Rossi’yle birlikte daha düşük maliyetli, uzun vadeli yatırım potansiyeli olan ve her şeyden de önemlisi çevreye büyük olumsuz etkileri ortadan kaldıran bir teknoloji yarattıklarını söylüyor ve ekliyor, “Endüstrinin bu yolda gitmesi gerektiğini düşünüyor ve buna öncülük etmek istiyoruz.” Summerhill, bugün kripto para üretiminin olumsuz çevresel etkilerinin hafifletebileceğine dair sarsılmaz bir inanca sahip.
Summerhill ve girişimi bu çabasında yalnız değil. Kripto para endüstrisinde, kripto para madenciliğinin çevresel etkileriyle boğuşan ve yarın için çözümler bulmaya çalışanların sayısı giderek artıyor. Sözgelimi, Elite Madencilik isimli başka bir şirket, yakım sürecinde daha çevreci yollar izliyor ve ayrıca kripto para madenciliği için daha az enerji gerektiren daha verimli bilgisayarlar geliştiriyor.

Hangi kripto paralar daha çevreci olabilir?
Geliştiriciler, kripto para biriminin arkasındaki blokzinciri teknolojisi için yeni kod üzerinde çalışıyorlar. Yeniliğin odak noktasında ise hash algoritmasının enerjiye aç iş/emek kanıtı (proof of work: PoW) modeli yerine daha az güç tüketen hisse ispatı (proof of stake: PoS) modeline geçiş var. Karşılaştırma yapmak gerekirse PoS yönteminin, PoW’a dayalı Bitcoin ağı tarafından kullanılan enerjinin %0.01 kadar azını kullandığı biliniyor.
Bu konudaki önemli çabalardan biri de Kripto İklim Anlaşması. Bu anlaşmanın, çevresel sürdürülebilirliği artırmada hayati bir rol oynaması bekleniyor. Esasen girişim, dijital yeşil çözümler geliştirerek karbondan arındırma amacıyla blokzinciri ve kripto endüstrisindeki oyuncuları bir araya getiriyor. Anlaşma, sıfır net emisyon elde etmede kritik rol oynayan 45 şirketin desteğini alarak kripto paranın daha yeşil bir hale gelmesi için umut vadediyor.
Bu çabalar bir araya geldiğinde sektörü daha az karbon ayak izi beklediğini söyleyebiliriz. Çünkü kripto para kullanan veya sırf bu sebeple kullanmak istemeyen çevrecilerin bu yöndeki talebi de yüksek. Peki ama hangi kripto paralar daha az enerji tüketiyor? Alfabetik sırayla giderek AVAX ile başlayalım.
- Avalanche (AVAX): Akıllı sözleşme işlevine de sahip olan merkeziyetsiz Avalanche’ın kripto para birimi AVAX, doğrulayıcıların işlemleri kaç coin bulundurduklarına göre yönlendiren PoS modeli üzerinden çalışıyor. Söz konusu çözüm, Bitcoin gibi platformlarda bulunan işlem doğrulamasının rekabetçi kısmını ortadan kaldırarak işlem süresini, enerji tüketimini ve çevresel etkiyi azaltıyor.
- BitGreen (BITG): Yoğun miktarda enerji tüketen Bitcoin’e yeşil bir alternatif olarak piyasaya sürülen BitGreen, sürdürülebilirlik ve verimlilik söz konusu olduğunda, şimdiye kadarki en sürdürülebilir yeşil kripto paralardan biri olarak biliniyor. İnsanları karbon ayak izlerini azaltan kararlar için kripto parayla ödüllendirmeye odaklanan BITG, sürdürülebilir ve yerel satıcılarla alışveriş yapmaya da teşvik ediyor. BITG de PoS modeli kullanıyor.
- Cardano (ADA): Akıllı sözleşmeleri ve merkeziyetsiz uygulamaları etkinleştirmek için yerel parası ADA’yı kullanması bakımından Ethereum’a benzer şekilde çalışan Cardano, PoS modeli kullanan ilk kripto projelerinden biri olarak biliniyor. Tıpkı AVAX’ta olduğu gibi kripto para madenciliği uzmanları PoS’un, diğer modellere göre önemli ölçüde daha az enerji yoğun olduğunu ve daha az çevresel etkiye sahip olduğunu söylüyor. TRG Datacenters’ın analizine göre ADA’nın enerji kullanımı 0,5479 kWh.
- IOTA: Nesnelerin İnterneti (İoT) teknolojisi için tasarlanan IOTA, kripto madencilere ihtiyaç duymayan alternatif bir teknoloji biçimi olan Tangle modelini kullanıyor. IOTA, daha küçük cihazlar tarafından korunması sebebiyle daha düşük enerji gereksinimlerine sahip. Blockchain’deki enerji tüketimine madenci (miner) neden olurken IOTA’nın Tangle’ında her katılımcı, madenciye ihtiyaç duymadan işlemlerin doğrulanması sürecine katkıda bulunuyor. Basitçe ifade etmek gerekirse ağdaki her katılımcı kendi cihazıyla ayrı bir madenci oluyor. TRG Datacenters’a göre IOTA, enerji gereksinimleri açısından en verimli gibi görünen kripto para. Enerji kullanımı: 0.00011kWh. IOTA’nın oldukça düşük olan geleneksel kredi kartlarından bile daha az enerji kullandığı tahmin ediliyor.
- Ripple (XRP): Piyasadaki yaygınlığı günden güne artan XRP, kullanıcılarına saniyeler içinde gerçekleşen işlemlerini yapabilmeleri için iyi bir alternatif sunuyor. RPCA algoritmasını kullanan Ripple, saniye başına 1500’den fazla işlemi gerçekleştirmeyi kolaylaştırırken çok düşük miktarda (0.0079 kWh) enerji tüketiyor.
- SolarCoin (SLR): Listenin en farklı ve geleneksel çevreci üyesi ise SolarCoin. Piyasadaki en sürdürülebilir yeşil kripto paralardan biri olan SLR, adından da anlaşılacağı üzere, dünya genelinde enerji ihtiyacını Güneş enerjisinden sağlamak amacıyla kuruldu. Bir başka deyişle Güneş enerjisinin yaratılmasını teşvik etmek için tasarlanmış küresel ve bağımsız bir sürdürülebilir kripto para birimi olarak biliniyor. Güneş enerjisiyle üretilen her megavat saatlik elektrik için bir SolarCoin oluşturuluyor.
- Diğer alternatifler: Yaptığımız inceleme sonucunda yukarıda listelediğimiz kripto para birimlerinin yanı sıra EOS, NANO, Tron (TRX), Stellar (XLM) ve Chia’nın (XCH) da sürdürülebilir olduğu söylenebilir. Ancak bu yazıda ismi geçen kripto para birimlerinin hepsiyle ilgili yeni ve daha kapsamlı araştırmalara ihtiyaç duyulduğunu da belirtelim.
Not: Burada yazan hiçbir cümle, yatırım tavsiyesi değildir. İşbu yazı, habercilik ve ekolojik bilinç refleksiyle bilgi verme amaçlı olarak yazılmıştır.
Yazıyı yazarken hangi kaynaklardan faydalandık?
https://www.trgdatacenters.com/most-environment-friendly-cryptocurrencies/
medium.com/@markusgebhardt/iota-a-sustainable-cryptocurrency-a50a52018eaa
nairametrics.com/2021/12/21/top-10-cryptocurrencies-for-the-year-2021/
thetimes.co.uk/money-mentor/article/eco-friendly-cryptocurrencies/
roboticsandautomationnews.com/2021/10/19/top-10-most-sustainable-green-cryptocurrencies/46726/
blueandgreentomorrow.com/features/real-talk-does-eco-friendly-cryptocurrency-exist/