
Bu dosyada, küresel gıda fiyatlarının artmasına neden olan temel faktörlere ve örnek birkaç gıda ürünü üzerindeki etkilerine bakıyoruz. Tabii ki Türkiye’yi de işin içine dahil ederek.
Yazı: Batuhan Sarıcan (info@gastroeko.com)
Son zamanlarda iştahımızı en çok kaçıran şeylerden biri de yükselen gıda fiyatları. Pazar, market veya manav, gıda alışverişinizi yaptığımız yerden çıktığımızda, “nasıl bu kadar tuttu anlamadım” dediğimiz çok oluyor. Gastro Eko olarak bu konu üzerine eğilmek istedik.
Ülkemizde gıda enflasyonunu en iyi anladığımız yer çarşı pazar olurken bunun istatistiki karşılığını, TÜİK’in açıkladığı Tüketici Fiyat Endeksi’nin (TÜFE) gıda kaleminde buluyoruz. Buna göre Türkiye’de gıda fiyatları, 2021’in son ayına gelindiğinde %43,8’i bulurken sadece bir yıl önce %20,6’ydı. Biraz eskiye gidersek 2002’de gıda fiyatları için bildirilen artış, 2001’deki ekonomik krize rağmen % 3,3 civarındaydı. Ezcümle gıda fiyatları açısından
Türkiye’de olduğu gibi küresel gıda fiyatlarını anlamak için de elimizde bir ölçek var: Dünyada gıda fiyatlarındaki dalgalanmaları en basite indirgeyerek sunan FAO’nun Gıda Fiyat Endeksi. Bu endeks, bitkisel yağlar, tahıllar, et ve şeker de dahil olmak üzere bir dizi gıda ürünündeki değişikliklerin birleşik sonuçlarını gözler önüne seriyor ve bunları aydan aya veya yıldan yıla karşılaştırmamıza olanak tanıyor.

Hazırladığımız grafikte de görüleceği üzere küresel gıda fiyatlarında 2000-2008 aralığında sürekli artış göze çarparken 2011’den 2016’ya kadar genel olarak bir düşüş söz konusuydu. Pandeminin vuku bulduğu 2020-2021 aralığında ise geçmişteki düşüşü bertaraf eden bir gıda fiyatları artışı yaşandı. Bu artışın ülkemizdeki etkileri ise küresel fiyat artış oranlarının çok üzerinde seyrediyor. Bu noktada hanehalkının alım gücünün düşmesinden tarımda dışa bağlılığın artmasına kadar pek çok etken var. Peki ama küresel düzeyde bu fiyatları ne etkiliyor?

Gıda fiyatları neden artıyor?
2020’den bu yana yaşanan zıplamanın nedeni, FAO mahsul raporlarına göre biyodizel için artan talep ve olumsuz hava koşullarıydı. Tabii salgının neden olduğu belirsizliklerin etkisi de yadsınamaz. Sorun, sadece bunlarla da sınırlı değil.
Kısa ve uzun vadede buna benzer birçok faktör, gıda fiyatlarını etkileyerek dalgalanmalar yaratıyor, vatandaşı sıkıntıya sokuyor. Bu faktörler arz ve talepteki dengesizlikler, ekinler için olumsuzluk yaratan hava durumları, salgınlar, savaş ve doğal afetleri içeriyor. Gıda fiyatlarını artırma eğiliminde olan birtakım temel faktörleri şu şekilde sıralayabiliriz:
Düşen gıda üretimi
Gıda üretimi, genel olarak kalabalık çalışma koşulları gerektiriyor. Gıda işleme ve paketleme süreçlerinden kaynaklanan COVID-19 yayılımını durdurmak için alınan önlemler sebebiyle de gıda üretimi dünya genelinde büyük ölçüde azaltıldı.
Yaşanan ürün kıtlığı, et fiyatlarında da keskin bir artışı tetikledi. Buna bağlı olarak ABD İş Gücü İstatistikleri Bürosu (BLS) verileri, ete yönelik tüketici harcamalarının Ocak 2020’den bu yılın ocak ayına kadar %5,5 arttığını gösteriyor. Türkiye’de ise bu artış oranı %40 civarında.
Gıda işleme tesisleri yeniden açılsa da salgın henüz bitmiş değil. Bu da firmaları daha çok otomasyona yönlendiriyor. Bu da ekstra maliyet demek ve bilin bakalım bunun ceremesini kim çekecek…
Yüksek petrol fiyatları ve lojistik sorunları
Bir diğer faktör ise petrol fiyatlarındaki artış. Bu durum öncelikle tarımı etkiliyor. Bilindiği üzere yan petrol ürünleri, gübrenin önemli bileşenleri arasında. Bununla birlikte salgın gıda dağıtımını da rayından çıkararak fiyat baskılarını artırmış durumda. Bilindiği üzere gıda maddeleri çok uzak mesafelere taşınıyor ve yüksek petrol fiyatları da nakliye ve tedarik zinciri maliyetlerini yükseltiyor.
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), küresel deniz taşımacılığının 2020’de 11 yıldır ilk kez düşüş gösterdiğini tespit etmişti. Hal böyle olunca da gıdada dışa bağımlı olmak, doğrudan doğruya fiyatların fırlamasına neden oluyor. Bu arada bir fosil yakıt olan petrol kullanımı meselesi de bizi doğrudan doğruya iklim değişikliğini düşünmeye itiyor.
İklim değişikliği ve aşırı hava olayları
FAO, “öngörülemeyen” ve “elverişsiz” hava koşullarının, hasat beklentilerinin ve üretimin azalmasına neden olduğunu bildiriyor. Bunun bir numaralı suçlusu da insan; yani insan kaynaklı iklim değişikliği.
İklim değişikliğinin aşırı hava koşullarını beraberinde getiriyor. Bunun nedeni, ısıyı hapseden ve hava sıcaklıklarının artmasına neden olan sera gazı emisyonları. Sıcak hava daha fazla nem çekiyor ve bunun da karşılıklı sebep-sonuç ilişkisine dayanan iki etkisini görüyoruz: Daha az yağmur yağdıkça göllerden ve nehirlerden gelen su buharlaşıyor ve toprak kuruyor. Böyle bir durumda yağmur yağdığında ise su, yer altı suyu olarak çekilmek yerine taşkına neden oluyor ve bu da ekinlere zarar veriyor. Ve bu anlattığımız sadece bir etki-tepki örneği.
Aşırı hava koşulları küresel tedarik zincirini de alt üst ediyor. Hayvancılardan çiftçilere milyon dolarları bulan kayıplar söz konusu oluyor. Bunun maliyeti de dünyanın neresinde olursa olsun tabii ki vatandaşa yükleniyor.
Dünyanın sanayi öncesi döneme göre 1°C’den daha fazla ısındığını biliyoruz ve bunun gıda üzerindeki sonuçlarını şimdiden görüyoruz. Bugün bile böyleyken ortalama 2°C daha sıcak bir dünyada gıda arz ve fiyatlarının ne olacağını varın siz düşünün.
Hükümet sübvansiyonları ve kısıtlamalar
Hükümetlerin yardım olarak yaptığı sübvansiyonlar uzun vadede fiyatları olumsuz etkileyebiliyor. Örneğin ABD’de biyoyakıtlar için mısır üretimine yönelik sübvansiyonlar, mısırı gıda arzından çıkararak fiyatları yükseltmiş durumda. Bugün ABD’deki mısır mahsulünün %37’si etanol yapmak için kullanılıyor. Bu oran 2000’de %6’ydı.
Dünya Ticaret Örgütü (WTO), ülkelerin küresel stoklarına ekleyebileceği sübvansiyonlu mısır ve buğday miktarlarını sınırlıyor. ABD, Avrupa Birliği ve bazı gelişmekte olan ülkeler, tarım endüstrilerini büyük ölçüde sübvanse ediyor. Bu ülkelerdeki çiftçiler, haksız bir ticaret avantajı elde ediyor. WTO, işte bu avantajı azaltmak için stoklamayı sınırlandırıyor. Bu aynı zamanda yiyecek miktarını da azaltıyor ve gıda fiyatlarındaki oynaklığı artırıyor.
Daha fazla et tüketilmesi
Dünyanın dört bir yanındaki insanlar, daha varlıklı hale geldikçe daha fazla et talebinde bulunuyor. Et bazlı yemekler için ihtiyaç duyulan hayvanları beslemek, bitkisel bazlı yemekler için gerekli olandan daha fazla tahıl gerektiriyor. Et için daha yüksek talep, daha yüksek tahıl fiyatları anlamına geliyor. Daha fazla et için yaşanan ormansızlaşma ve yok edilen biyoçeşitlilik ise tablonun ekolojik maliyetini oluşturuyor.
Evde daha fazla yemek
Salgınla birlikte restoranlar kapandı ve çalışma düzeni de uzaktan çalışmaya evrildiği için gıda siparişlerinde patlamalar yaşandı. “Evde yemek daha tasarruflu olur,” düşüncesinin ise yanlış bir önyargıya dayandığını zaman içinde görülmüş oldu. Kısacası, evlere kapandıkça yemeğe yaptığımız masraflar da artmış oldu.
Agribusiness’ın gıda tüketimi anketinin katılımcılarından yarısı, pandemi sırasında normalden daha fazla gıda aldıklarını ve %33’ü de fazla gıda stokladığını kabul ediyordu. Bu veri olmasa bile çevrenizde pandemi sırasında daha çok yiyen ve kilo alan tanıdıklarınız elbette vardır. Bu şekilde gıdaya olan talep arttıkça da fiyatların gidebileceği gerçekten tek bir yön var. O yönü de pazar arabasının daha yarısı dolmamışken eve dönmek zorunda kalanlar elleriyle yukarıya doğru gösteriyor.

Hangi gıda ürünü niçin artıyor?
Tüm bu bilgilerden yola çıkarak bazı temel gıda maliyetlerinin neden arttığına kısaca, neden sonuç ilişkileriyle kısaca göz atalım. Aşağıdakileri okurken yukarıdaki faktörleri sıklıkla hatırlayacaksınız.
Makarna
Hanehalkının sosyo ekonomik durumu ne olursa olsun makarnanın girmediği ev yoktur ve birçoğu için öğün geçiştirmenin yegâne yolu olan makarnanın fiyatları kritik bir yükselişe işaret ediyor. Sadece iki yıl kadar önce 1,5-2 liraya alabildiğimiz makarnayı bugün 5 liranın altında bulamıyoruz. Çünkü makarnanın temel bileşeni olan durum buğdayının fiyatındaki artış devam ediyor.
Nedeni ise yukarıda saydıklarımızı bir araya getiren bir tür sorunlar silsilesinden kaynaklanıyor. Dünyada ticareti yapılan durum buğdayının yaklaşık üçte ikisi Kanada’dan geliyor ve geçen yıl ülkeyi vuran aşırı sıcaklık ve kuraklık ekinlere zarar vermiş durumda. Diğer ülkeler de beklenenden daha düşük hasatlar elde etti. Bu da fiyatları son yılların en yüksek seviyesine çıkaran tedarik sorunlarına neden oldu.
Yağlar
FAO Bitkisel Yağ Fiyat Endeksi, 2021’de 2020’ye göre %65,8 arttı. Türkiye’de de gıda fiyatları artışından en çok etkilenen ürün gruplarından biri de yağlar oldu. Ayçiçek yağında fiyatlar en az ikiye katladı. Bunun nedeni, Türkiye’nin tükettiği Ayçiçek yağının yarısında dışa bağımlı olmasıyla paralel olarak döviz kurundaki artış ve üretimdeki girdi maliyetlerinin artmasıydı.
Margarinde ise %50’nin üzerinde, muazzam bir artış oranı söz konusuydu. Bu artışın başlıca iki nedeni, Kanada ve Avrupa’daki kötü hava koşulları ve kısmen de COVID-19 salgınıydı. İnsan ve hayvan gıdası olarak büyük önem taşıyan kanola bitkisi, kuraklık ve yüksek sıcaklıklardan etkilendi. Büyük palm yağı üreticisi olan Malezya ise salgını yavaşlatmak amacıyla yabancı işçilere ve endüstride çalışan insan sayısına kısıtlamalar getirdi. Diğer bir faktör, biyodizel için petrol ürünlerine olan talebi artıran ham petrol fiyatındaki artıştı.
Süt ürünleri
Dünya genelinde süt üretim maliyetlerinde de büyük artış yaşanıyor. Kite Consulting’in yönetici ortağı John Allen, çiftlik düzeyinde Ocak 2020’den 2021’in sonlarına kadar süt üretim maliyetinde %24’lük bir artış olduğunu söylüyor.
Buradaki en büyük sorun, inek beslemenin ve süt üretip, işleyip dağıtmanın gittikçe daha maliyetli hale gelmesi. Bu kalemde de yem ve ilaç maliyetlerinden petrol fiyatlarının artmasına kadar zincirleme bir etki söz konusu. Süt ürünleri üreticileri ayrıca artan işçilik, makine ve enerji maliyetlerindeki artışlarla da karşı karşıya kalıyor.
Kahve
İklim değişikliğiyle ilgili uzun vadeli sorunlar, pandeminin neden olduğu kısa vadeli sorunlarla birleştiğinde ortaya bir de kahve sorunu çıkıyor. Rabobank analistlerine göre, öğütülmüş ve çekirdek kahvelerde kullanılan Arabica kahvenin toptan fiyatı geçen yıllara göre %70 civarında artarken daha yaygın olarak hazır (instant) olarak kullanılan Robusta %60 arttı.
Bu artış boşuna değil. En büyük üreticilerden biri olan Brezilya’nın yirmi yılı aşkın bir süredir kuraklık ve en kötü don olaylarının karışımından mustarip olmasıyla bağlantılı. Kahvenin fiyatı aynı zamanda küresel nakliyedeki problemlerden de etkileniyor.
2020’de bir konteynerin nakliye maliyeti %240 artarken, teslimatların güvence altına alınmasıyla ilgili endişeler bazı alıcıların stok yapmasına neden oldu ve bu stokçuluk devam ediyor. Markalar maliyetleri bu şekilde düşürmeye çalışsa da bunun etkilerini raflarda da görüyoruz.
The Grocer’ın verilerine göre, süpermarketlerde onlarca kahve ürününün fiyatı yükseldi. Ankete göre bazı hazır kahve paketlerinin fiyatının üçte bir oranında arttı. Türkiye’de bir de döviz kurundaki fırlama eklenince iki sene kadar önce 30-60 lira bandında olan 250 gr nitelikli kahve paketlerinin bugün en az 110 lira civarında seyrettiği görülüyor.
Patates ürünleri
The Grocer’a göre, Eylül 2020’de bir cipsin ortalama fiyatı %8 ila %10 arasında arttı. Fiyatlar, petroldeki artıştan dağıtım sorunlarına kadar bir dizi faktör sebebiyle artıyor. Çünkü Avrupa’da patates üretmenin maliyeti işçilikten nakliye ve gübre maliyetlerine kadar her açıdan %10’dan fazla artıyor.
Tarımsal üretimde dışa bağımlılık ve iklim değişikliğiyle mücadele tembel davranmak gibi birçok faktörün, gıda fiyatlarını daha da tırmandırması bekleniyor. Bu durumun da gıda maddelerine erişimi azaltarak gıda güvensizliği yaratması sürpriz olmayacaktır
Çözüm ise basit: Uluslararası finans ve gıda sisteminin ortaya çıkardığı nedenleri ortadan kaldırmak için etkili alternatif tarım ve gıda sistemleri inşa etmek.
Bu dosyayı hazırlarken hangi kaynaklardan faydalandık?
http://arsiv.ntv.com.tr/news/195565.asp
https://www.thebalance.com/why-are-food-prices-rising-causes-of-food-price-inflation-3306099
https://finance.yahoo.com/news/food-prices-skyrocketing-blame-4-120000614.html
https://www.verikaynagi.com/grafik/yillara-gore-ortalama-dana-eti-fiyati-2009-2020/
theconversation.com/why-global-food-prices-are-higher-today-than-for-most-of-modern-history-168210