
Doğa Derneği Sulak Alanlar Koordinatörü Burçin Yaraşlı: “Marmara Gölü’nün eski haline getirilmesi için verdiğimiz mücadelede tüm hukuki yolları deniyoruz.”
Geçtiğimiz yıllara kadar kış aylarında yaklaşık 65.000 su kuşuna yaşam alanı sağlayan Marmara Gölü’nün kurumasına göz yumuldu. Üstelik çözüm de biliniyordu; gölün ana kaynağının tutulduğu Gördes Barajı’ndan göle su verilmesi. Buna rağmen kamu kurumları harekete geçmemekte ısrarcı.
Marmara Gölü’nün eski haline getirilmesi için tüm hukuki yolları deneyen Doğa Derneği’nin Sulak Alanlar Koordinatörü Burçin Yaraşlı’yla son gelişmelerle birlikte sulak alanların önemini; yöre halkının geçimi ve ekosistemlerin nasıl bir tehdit altında olduğunu konuştuk.
Söyleşi: Batuhan Sarıcan (info@gastroeko.com)
- 6.000 hektarlık bir alana yayılan Marmara Gölü’nün Gördes Barajı projesi yüzünden kurumaya yüz tuttuğunu daha önce sitemizde haberleştirmiştik. Geçen bir yılı aşkın sürede konuyla ilgili herhangi bir gelişme yaşandı mı?
- Marmara Gölü, ana besleme kaynağı olan Gördes Çayı’nın Gördes Barajı’nda tutulması ve gölü beslemek için inşa edilmiş besleme kanallarındaki suların göle ulaşmaması nedeniyle kurudu. Ne yazık ki haberler iyi değil. Tüm resmi yazılarımıza, basında yer alan “su verilsin” çağrılarımıza, ilgili sivil toplum kuruluşları, kamu kurumları ve yerel halkın talebine rağmen göle su verilmedi. Göl bugünlerde susuz bir yaz daha geçiriyor. Göldeki kuruma yüzünden balıkçılık faaliyetlerinin bitmesiyle halk göç etmek zorunda bırakılıyor. Bunun yanı sıra yasal olmamasına rağmen göl tabanı tarım alanına çevriliyor. Bu durum, alanın paylaşımı konusunda toplumsal çatışmalara neden oluyor.
- 2011’den 2021’e kadar geçen 10 yıllık süreçte, yanlış planlama ve uygulamalar sebebiyle, göl yüzey alanının %98,18’lik bir kısmının yok olduğu belirtiliyor. Bu korkunç bir durum. Yetkililer RAMSAR Sözleşmesi’ne aykırı hareket edildiğinin farkında mı? Farkındaysa niçin harekete geçmiyorlar?
- Marmara Gölü, Ramsar Alanı değil. Fakat Ramsar Sözleşmesi kapsamında hazırlanan Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği’ne göre 2017 yılında Ulusal Öneme Haiz Sulak Alan olarak tescillendi. Evet, 2011 yılından 2021 yılına kadar geçen 10 yıllık süreçte, göl yüzey alanının %98,18’lik bir kısmı yok oldu. Ancak yok olan, göl yüzeyinden çok bir ekosistem. Marmara Gölü’nün, yönetmeliğe göre korunması gerekirken tüm hakları, hukuka aykırı olarak göz ardı edildi. Gölün hızla yeniden oluşabilmesi için bölgedeki Ahmetli Regülatörü’nde halihazırda bulunan pompa sistemi kullanılarak ve gölün ana kaynağının tutulduğu Gördes Barajı’ndan göle su verilmesi en hızlı çözümlerden. Ancak ilgili kamu kurumları hazırdaki suyu kullanmak yerine daha uzun vadeli projelere yöneliyor. DSİ hızlıca Gördes Barajı’ndan ve bu amaçla inşa edilmiş besleme kanallarından göle su vermek yerine Bozdağlar bölgesindeki suları göle vermek için uzun vadeli projeler üzerinde çalışıyor.

- Bu atalet nedeniyle bölgedeki endemik ve nesli tükenmekte olan türlerin yok olma tehdidi altına girdiğini biliyoruz. Bu türler hangileri? Marmara Gölü hangi türler için yuva niteliği taşıyor? Sadece bu bölgede görülen türler hangileri?
- Marmara Gölü, Türkiye’deki 184 Önemli Kuş Alanı’ndan ve 305 Önemli Doğa Alanı’ndan biri. Geçtiğimiz yıllara kadar kış aylarında gölde yaklaşık 65.000 su kuşu görülmekteydi. Tepeli pelikan (Pelicanus crispus), mahmuzlu kızkuşu (Vanellus spinosus), pasbaş patka (Aythya nyroca) ve alaca balıkçıl (Ardeola ralloides), alanda kuluçkaya yatan önemli su kuşlarıydı. Fiyu (Anas penelope), elmabaş patka (Aythya ferina) ile kılıçgaga (Recurvirosta avosetta) türlerinin önemli popülasyonları ve nesli tehlike altına girmeye yakın olan tepeli pelikan türünün dünya nüfusunun %9’u kış aylarında Marmara Gölü’nde beslenmekte ve kışı burada geçirmekteydi. Alan kuşlar açısından önemli bir konaklama, beslenme ve üreme alanıydı. Marmara Gölü biri (Ladigesocypris mermere) göle, dördü (Knipowitschia mermere, Capoeta bergamae, Chondrostoma holmwoodii, Cobitis fahirae) Gediz Nehri ve Batı Anadolu akarsu havzasına ait 5 endemik tatlısu balığı türüne ev sahipliği yapıyordu. Ancak göl, kışın yağmur suyu tuttuğundan görülen su kuşu popülasyonunda ciddi azalmalar var. Balıkların durumu ise belirsiz. Göl olmayınca kuşlar ve balıklar burayı terk etti.
- Marmara Gölü’nün sucul ekosistemler açısından önemiyle ilgili neler söylemek istersiniz? Niçin korunmalı?
- Yağmur ormanlarından sonra en üretken ekosistemler; sulak alanlar. Zengin biyoçeşitliliğe ve beraberinde getirdiği kültüre sahip ekosistemler olan sulak alanlar, insan dahil birçok canlı için vazgeçilmez yaşam alanları. Sulak alanlar balıklar, sürüngenler ile iki yaşamlılar için yuva ve birçok kuş için üreme, beslenme ve kışlama alanı. Bulundukları bölgede mikro klima etkisi yaratan, çevresinde yaşayan insanların balıkçılık, saz kesimi, tuz üretimi ve tarımsal üretimlerle de geçimlerini sağladıkları alanlar. Marmara Gölü gibi sulak alanlar, iklim değişikliğinden en fazla etkilenen ekosistemler olmasının yanında iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılmasına da doğal olarak destek olan oluşumlar. Türkiye’deki sulak alanlar ve sahip oldukları biyoçeşitlilik yanlış su, tarım politikaları ve iklim değişikliğinin etkisiyle birlikte yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. İklim değişikliğine karşı alınan önlemler çerçevesinde, karbon tutma kapasiteleri sayesinde sulak alanların korunması, daha fazla sera gazının atmosfere salınmasının önüne geçer. Sulak alan habitatlarının korunması iklim değişikliğinden kaynaklı fırtına ve sellerin etkilerini azaltır. İklim değişikliğinden öncelikle etkilenecek olan Akdeniz Havzası’ndaki Marmara Gölü’nü zaten etkilemekle birlikte bunun üzerine yanlış su kullanımının önüne acilen geçilmesi gerekiyor.
- Marmara Gölü’nü kurtarmak için Ombudsman’a başvurdunuz. Ombudsman bu konuda neler yapabilir? Aldığı kararın yetkililer tarafından dikkate alınacağını düşünüyor musunuz? Bağlayıcılık var mı?
- Marmara Gölü’nün eski haline getirilmesi için verdiğimiz mücadelede tüm hukuki yolları deniyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığı hakkında Ombudsman’a (Kamu Denetçiliği Kurumu) başvuruda bulunduk. Başvuru, doğanın haklarının korunması için Türkiye’de ilk defa denenen bir yöntem olacak. Yerinde inceleme talep ettik. Başvurumuz Marmara Gölü’nün yasal mevzuata uygun bir şekilde korunmasının sağlamasını ve gölün eski haline dönmesi için gölü besleyen kanallardan su verilmesini kapsıyor. Kamu Denetçiliği Kurumu hak arama kurumudur. Yaptığımız başvurunun dikkate alınıp gerekli tedbirlerin alınacağını düşünüyoruz. Marmara Gölü’ne ivedilikle su verilmesi yönündeki başvurumuzun olumlu sonuçlanmasını bekliyoruz.

- Göl için temel olarak ne(ler) yapılmasını talep ediyorsunuz?
- Önerimiz oldukça net. Gölün hızla yeniden oluşabilmesi için bölgedeki Ahmetli Regülatörü’nde halihazırda bulunan pompa sistemi kullanılarak ve gölün ana kaynağının tutulduğu Gördes Barajı’ndan göle su verilmesini en hızlı çözümler olarak görüyoruz. Göle su verildikten sonra yağmura dayalı tarımın ve su tüketimine daha az ihtiyaç duyan ürün deseninin teşvik edilmesini ve çiftçilere ürün alım desteği verilmesini, kaçak kuyuların ve sulamada aşırı su tüketiminin önüne geçmek için denetimlerin artırılmasını ve sıklaştırılmasını talep ediyoruz. Alanın korunması ve devamlılığı en başta yerelde sahiplenmeyle mümkün olabilir. Göle insan eliyle yapılacak doğayla uyumlu olmayan her türlü müdahalenin azaltılması ve ortadan kaldırılması temennimiz.
- Gölün kuruması bölgeyi sosyoekonomik açıdan da etkiliyor. Gölün kuruması, bölgedeki balıkçı aileleri nasıl etkiliyor?
- Göldeki yok oluştan göl kıyısındaki sosyo-ekonomik yaşam da olumsuz etkilendi. Balıkçılığın tamamen sona ermesi nedeniyle çalışma hakkı, ekonomik, sosyal ve kültürel haklar ve sağlıklı bir çevrede yaşam hakkı ihlalleri mevcut. Yöre halkı göç etmek zorunda bırakıldı. Bir yerel ekonomik örgütlenme olan Gölmarmara ve Çevresi Su Ürünleri Kooperatifi, balıkçılık faaliyetlerini tamamen durdurdu. Göl kuruduktan sonraki dönemde bile balıkçılık faaliyetleri bitmesine rağmen kooperatiften su kiralama sözleşmesi bulunduğu için olmayan gölün, olmayan balığının parası talep edildi. Yereldeki balıkçı aileler mağdur durumda.
- Bir de gölün kuruyan alanları sürülerek taban suyunu kullanan tarım ürünleri ekiliyor. Göl çevresinin tarım alanı olarak kullanılması ne gibi sorunlar yaratıyor?
- Marmara Gölü, Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği’ne göre Ulusal Öneme Haiz Sulak Alan’dır. Bu yönetmelik, sulak alanların ekolojik karakteri korunarak gelecek nesillere aktarılmasına imkân sağlayacak, sürdürülebilir şekilde kullanılmasını ifade eder. Yönetmelik, sulak alanların doldurulması ve kurutulmasının yasak olduğunu ve bu yolla arazi kazanılamayacağını açıkça belirtmiştir. Yönetmelik ayrıca buna aykırı olarak arazi kazanılması halinde söz konusu alanın faaliyet sahibince eski haline getirilmesi söyler. Buna karşın kurumanın ardından ortaya çıkan, ekolojik açıdan değerli çamur düzlükleri ve bataklıklar, tarım alanına çevriliyor. Sadece 2021 yılında yaklaşık 14 km2’lik göl tabanı tarım alanına dönüştürüldü. Göl tabanının tarım alanına dönüşmesi buradaki ekolojik yaşamı olumsuz yönde etkiliyor ve tarım alanlarında kullanılan gübre ve pestisitler toprağa karışıyor. Yönetmeliğe göre sulak alanın tarım alanına dönüştürülmesinin engellenmesi ve göle su sağlanması gerekiyor.
Öncelikle gölü kurtarmak için verdiğiniz mücadele nedeniyle teşekkür ederim.
Bir konu: “Göl olmayınca kuşlar ve balıklar burayı terk etti.” Mevcut haritalarda göle bağlı bir su yolu görünmüyor. Balıkların alanı terk etmesi hangi yolla gerçekleşti? ya da “ortadan kalktı” çok acı bir ifade, kullanmak mı istemediniz?
Hocam, göle su verilmedikçe su seviyeleri düştü. Su seviyesi düştükçe de balıklar öldüler. Terk derken ölümleri kastediliyor aslında.