
Araştırmacılar, iklim krizinin daha olası hale getirdiği doğal afetlere karşı gıda güvenliğini iyileştirmek için acil müdahale yöntemleri belirliyor. Afrika’da dört yıldır devam eden kapsamlı bir projenin bulguları ise umut veriyor.
Dünya genelinde 720 ila 811 milyon insan yetersiz besleniyor. Birleşmiş Milletler’e göre dünyada gıda güvensizliği yaşayanların %66,2’si Sahra altı Afrika’da yaşıyor. Bununla birlikte iklim krizi, bu bölgedeki gıda güvenliğini gün geçtikçe daha çok tehdit ediyor. Ancak umut var.
200’ün üzerinde uzmanın dört yıldır üzerinde çalıştığı ve bulguları yeni yayımlanan bir araştırma, gıda, tarım ve doğal kaynaklara dair kapsamlı bir yaklaşımın, bölgedeki bazı ülkelerde mahsul üretimini katbekat artırabileceğini ve gıda güvenliğini artırabileceğini gösteriyor.
Küresel Zorluklar Araştırma Fonu’ndan (GCRF) “Tarım ve Gıda Sistemi Dayanıklılığı: Kapasite ve Danışmanlık Politikasının Artırılması (AFRICAP) projesini yürüten araştırmacılar, insan kaynaklı iklim değişikliği etkisiyle son yıllarda sıklık ve şiddeti artan doğal afetlerin neden olduğu tehditlere karşı “hap” niteliğinde tek bir teknolojik çözüm bulunmasa da geliştirilen modellemeye dayalı yeni ve bütüncül yaklaşımlar sayesinde Afrika’nın birçok bölgesinde önemli gelişmeler sağlanabileceğini ortaya koyuyor.
Afrika özelinde çalışan Gıda, Tarım ve Doğal Kaynaklar Politika Analiz Ağı’ndan Politika Araştırma ve Analizleri Direktörü Sithembile Mwamakamba, “İklim krizi hızlanıyor. Özellikle Güney Afrika bölgesinde daha sık ve daha yoğun seller, kuraklık, haşere ve hastalık görüyoruz,” diyor ve ekliyor: “Bölgedeki tarımı, iklimsel etkilere karşı daha dayanıklı hale getirmek için acil önlem alınmazsa, gıda sistemlerimiz kesinlikle bizi başarısızlığa uğratacak ve kırsal topluluklarımızı uçurumun kenarına itecektir.”

Değişen iklimin etkilerini ve akılcı politikaların ne gibi etkileri olabileceğini modellemek için mahsul verimi, toprak ve su kullanımının yanı sıra sera gazı emisyonları ile beslenmeyi ölçen bir araç üzerine çalışan araştırmacılar, toprak sağlığını ve su mevcudiyetini iyileştirmenin bir yolu olarak “teraslama” gibi tarımsal yöntemlerin başarılı denemelerinden dem vuruyor. Yayımladıkları rapor, aşırı sıcaklıklar ve yağışlarla başa çıkmak için yeni mahsul çeşitleri yetiştirmenin çok önemli olduğunu gözler önüne seriyor.
Mwamakamba, iklim krizinin tarımı, halk sağlığını, beslenmeyi ve güvenliği etkileyebileceğini kabul ederek “akıllı iklim” politikalarının etkili olması için ilişkili sektörlerin birlikte çalışması gerektiğini ifade ediyor. Bunun nedeni ise ayrı ayrı geliştirilen politikaların karmaşaya yol açabilme ihtimali. Sözgelimi, üretimi artırmak için tarım arazilerinin genişletilmesi, arazi ve su kullanımı üzerinde gerilimlere neden olabilir.
Bu noktada, araştırmanın spesifik bulgularından da bahsetmemiz gerekiyor. Rapor, Malavi için hayati önem taşıyan mısır verimi için önlem alınmazsa 2050’ye kadar beşte bir oranında düşüşe işaret ediyor. Buna karşın teknoloji, tarım, altyapı ve gıda güvenliğine koordineli bir yaklaşım, bölge genelinde üretimde %700’den fazla artış gösteriyor.
Aynı modele göre akılcı iklim politikalarıyla Tanzanya’nın mahsul üretiminde 17 kata kadar artış tahmin ediliyor. Bu yapılmazsa ceremesini daha çok kadın üreticilerin ve çocukların çekeceği üzere emek verimliliğinde düşüş ve gıda yardımına muhtaçlık bekleniyor. Benzer şekilde, önlem alınmadığı takdirde Güney Afrika’daki sulama talebinde ise %84’lük artış ihtimali, zaten su sıkıntısı çeken ülke için tehlike çanlarının çalması anlamına geliyor. Bunun çözümü ise akılcı iklim politikalarıyla mahsul çeşitliliğinde artış sağlamaktan geçiyor.
Dört yıllık araştırmaya dayanan bu bulgular, Afrikalı araştırmacıların yanı sıra Birleşik Krallık merkezli kuruluşların ortaklığında elde edilmiş durumda. Bulguların, bölgedeki hükümetler için çok önemli olduğunun altını çizen proje baş araştırmacısı Prof. Dr. Tim Benton, sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu araştırma, hükümetlere iklime karşı direnci artıran, beslenme seviyesini yükselten ve geçim kaynaklarını iyileştiren reformları uygulayarak iklimsel etkilerinin önüne geçmek için ihtiyaç duydukları bazı bilgi ve kanıtları sağlıyor.”
Haberi yazarken hangi kaynaklardan faydalandık?