
Glasgow Gıda ve İklim Deklarasyonu, 100 yerel yönetim tarafından COP26 sırasında ulusal makamların ilgisine resmi olarak sunuldu. İskoçya Parlamentosu’ndaki oturuma katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in açıklamalarıyla birlikte söz konusu bildirgenin içeriğine bakıyoruz.
Küresel ısınmayı sanayileşme öncesi döneme göre 1,5°C’de sınırlandırmak için gıda sistemlerinden kaynaklanan sera gazı emisyonlarını da durdurmak gerekiyor. Çünkü gıda sistemleri, küresel emisyonların üçte birinden sorumlu; süreci baştan sona düşünmeden etkin bir çözüm bulmak imkânsız.
Hal böyleyken gıda-doğa ve iklim üçgenindeki dengenin sağlanması adına COP26’dan etkin bir gıda-iklim eylemi bekliyorduk. Bunu sağlamaya yönelik ilk hamle de bize kendisini “Glasgow Gıda ve İklim Deklarasyonu” (kısaca Glasgow Deklarasyonu) olarak gösterdi.
Aralarında İstanbul’un da bulunduğu C40 Kentleri, Glasgow Belediye Meclisi, ICLEI ve Under2 Coalition gibi birtakım paydaşların çabaları bulunan bildirge, 2014’teki 7. Dünya Kentsel Forumu (WUF 7) Medellin Deklarasyonu ve 2015’teki Milano Kentsel Gıda Politikası Paktı’nın (MUFPP) mirasını alıyor.
Yerel hükümetlerin entegre gıda politikaları yoluyla iklim acil durumuyla mücadele etme taahhüdünü yansıtan bu bildirge, herkes için sürdürülebilir ve sağlıklı gıdaya erişim ve tarım-gıda işçileri için esnek geçim kaynaklarının yaratılmasını içeriyor.
C40’ın “Son Büyük Şansımız” olarak nitelendirdiği COP26’nın gıda-iklim adına en kritik itki gücü olan Glasgow Gıda ve İklim Deklarasyonu, çok aktörlü gıda sistemindeki yönetişim ve sektörler arası çalışma için mekanizmalar oluşturarak adil gıdaya geçiş için bazı öneriler sunuyor.
COP26’daki liderler üzerinde baskı
Söz konusu deklarasyon, COP26 kapsamında Edinburgh’taki İskoçya Parlementosu’nda üst düzey katılımla gerçekleştirilen GLOBE COP26 Yasama Zirvesi’nde açıklandı. Dünyanın dört bir yanından şehirlerini temsilen gelen konuşmacılar, yerel eylemin hem ulusal hem de küresel çözümleri besleyebileceğini vurguladı.
Gıdanın, iklim değişikliği ve sağlığın bir araya geldiği nokta olduğunu belirten Glasgow Kent Konseyi Üyesi Susan Aitken, “Bölgeler, eyaletler, şehirler, belediyeler, sivil toplum ve topluluklar; işte gerçek iklim eyleminin gerçekleştirildiği yer,” diyerek bu meselenin çözümünde yerel yönetimlerin önemine vurgu yaptı.
Birleşik Krallık’taki Brighton and Hove City’den Konsey Üyesi Phélim Mac Cafferty ise hükümetlerin, iklim acil durumuna yerel yönetimlerin şu anda verdiği gibi yanıt verseydi, “dünya iklim çöküşünü önlemek için çok daha güçlü bir noktada olurdu,” diyerek meslektaşını destekledi. Ayrıca COP26’daki dünya liderlerinin de ülkelerinde arazi kullanımını dönüştürmesi, gıda ve tarımdan kaynaklanan emisyonlara limit koyması ve sorunlarımızın çoğunun çözümünün yerel topluluklara destek vermekte yattığını anlamaları gerektiğini söyledi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de imzacılar arasında
Etkinlik, yalnızca değişim potansiyelini değil, aynı zamanda halihazırda meydana gelen değişiklikleri de kutladı. Orta Cava’daki (Endonezya) Surakarta Şehir Hükümeti Bölge Sekreteri Ahyani Sidik, Lyon (Fransa) Şehri Yerel Gıda ve Gıda Güvenliğinden Sorumlu Belediye Başkan Yardımcısı Gautier Chapuis, Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo yönetiminin bir parçası olan Audrey Pulver ve İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer gibi temsilciler, iklim kriziyle mücadele için gösterdikleri başarılı yerel çabalardan bahsetti.
Başkan Tunç Soyer, yerel, bölgesel ve ulusal düzeyde çok katmanlı iş birliğinin önemine değinirken, “İklim Acil Durumu” ilan eden ve iddialı iklim eylemleri taahhüt eden belediyeler için daha fazla kaynak ayrılması gerektiğini de vurguladı. Soyer ayrıca, iklim stratejileri konusunda çok katmanlı eylem döneminin ancak yerel ve ulusal düzeydeki ortak çabalar, yasama ve yürütme organları arasındaki iş birliğiyle sürdürülebilir olacağını belirtti.

16 maddelik bildirge
Dünya çapında her ölçekte bölgesel, yerel ve yerli hükümetlerin imzalarına açık olan Glasgow Deklarasyonu, Sürdürülebilir Gıda Sistemleri Uzmanları Uluslararası Paneli (IPES-Food) ve Nourish Scotland’ın geniş bir koalisyonu bir araya getirmesiyle, Mart ve Kasım 2020 tarihleri arasında beş turda hazırlandı.
Küçük ve orta büyüklükteki kasabalardan mega şehirlere her tür ve büyüklükteki yerel yönetimleri, sürdürülebilir gıda politikaları geliştirme taahhütlerini yenilemesi için bir araya getiren Glasgow Deklarasyonu, ulusal hükümetleri de ortak eylem mekanizmalarını teşvik ederek iklim acil durumuna müdahalenin merkezine gıda ve tarımı koymaya çağırıyor.
COVID-19 krizinin, gıda sistemlerimizin kırılganlığını ortaya koymasının yarattığı endişeye vurgu yapılan 16 maddelik deklarasyonda;
- Biyoçeşitlilik kaybı, kronik açlık ve yetersiz beslenmeye değinilerek başta endüstriyel gıda ve tarım sistemlerinden kaynaklanan tüm gıda zinciri boyunca iyileştirme gerektiğinin altı çiziliyor.
- Aşırı eşitsizliklerin gıda sistemi genelinde yaygın olduğu ve yoksulluk içinde yaşayan, ırkçılığa maruz kalan, iklim değişikliği veya çatışmalar nedeniyle yerinden edilmiş, güvencesiz bir statüye sahip ve küresel ölçekte emekleri sömürülen insanların, bu krizden orantısız şekilde etkilendiği kabul ediliyor.
- Gıda ve tarım işçileri, sivil toplum, yerli topluluklar, kadınlar ve özellikle iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek olan gençler dahil olmak üzere, sürdürülebilir ve adil bir geçiş için tüm gıda sistemi paydaşlarının karar alma sürecine dahil edilmesi gerektiği vurgulanıyor.
- Şehirlerin; ekolojik ayak izlerini azaltmak, olumlu gıda sistemi değişikliklerine uyum ve şoklara karşı daha fazla dayanıklılık sağlamak için yerel düzeyde entegre gıda politika ve stratejilerine ön ayak olmaları gerektiği savunuluyor.
- İmzası bulunan yerel yönetimlerin seçilmiş liderleri, sürdürülebilir gıda sistemleri dönüşümünü inşa ederek ve kolaylaştırarak iklim eylemini hızlandırmayı taahhüt ediyor.
- Paris Anlaşması ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri uyarınca kentsel ve bölgesel gıda sistemlerinden kaynaklanan sera gazı emisyonlarını azaltmak ve ekosistemleri yeniden inşa edebilecek; güvenli, sağlıklı, erişilebilir, uygun fiyatlı ve sürdürülebilir beslenme sunabilecek sürdürülebilir gıda sistemleri oluşturulması hedefleniyor.
İskoçya Sosyal Adalet, Konut ve Yerel Yönetim Bakanı Shona Robison, “Manzaralarımız farklı görünebilir ve birbirinden farklı yemek türlerinden hoşlanabiliriz… Ancak bugün, Glasgow Deklarasyonu’nun imzacıları olarak iklim krizine verdiğimiz yanıtın, gıda politikasına kapsayıcı ve entegre bir yaklaşım sergilemesi gerektiğini kabul etmek için bir aradayız,” diyor ve ekliyor, “Karbon sonrası geçişimiz adil olmalı ve kalbinde insanlar ile şehirler olmalı.”
Hangi kaynaklardan faydalandık?
https://www.glasgowdeclaration.org/the-glasgow-declaration
foodtank.com/news/2021/11/glasgow-food-and-climate-declaration/