
İklim değişikliğinin neden olduğu dengesizlikler sebebiyle kimyasal tarım ilacı kullanımının, önümüzdeki yıllarda artacağı tahmin ediliyor. Bununla birlikte tarım ilaçları, çiftçiler için ölümcül sağlık sorunlarına kapı açma olasılığını beraberinde getiriyor. Ekosistemlere verilen zarar da cabası. Bu noktada çiftçi eğitimi ve pestisit farkındalığı büyük önem taşıyor.
Konuyla ilgili bilincini artırmak için Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği desteğiyle Başkent Üniversitesi tarafından Şubat 2021’den bu yana Çiftçilerin Pestisit Kullanımına Yönelik İş Güvenliği Eğitimi ve Biyoizlenmesi (OHSAGRI) Projesi yürütülüyor. Proje Asistanı – Gıda Mühendisi Sena Yaren Sarıcan’la proje ve pestisitler üzerine konuştuk.
Söyleşi: Batuhan Sarıcan (info@gastroeko.com)
- OHSAGRI projesinin amacı nedir?
- Projemizin temel amacı, NACE kodlama sistemine göre çok tehlikeli olan pestisitlerin kullanıldığı tarım sektöründe, iş sağlığı ve güvenliği koşullarının biyoizlenme yoluyla tespit edilerek iyileştirilmesi ve tarım çalışanlarının mesleki maruziyetlerde dikkat etmesi gereken iş sağlığı ve güvenliği kurallarına ilişkin farkındalık oluşturacak eğitimlerin verilmesi olarak ifade edilebilir.
- Projenizde size destek olan kurum veya kuruluşlar var mı?
- Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği tarafından finanse edilen projemizin yürütücü kurumu Başkent Üniversitesi. Ayrıca T.C Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi Program Otoritesi ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlükleri önemli paydaşlarımız arasında.
- Proje kapsamında hangi bölgelerden kaç çiftçiyle görüşüldü?
- Şu ana kadar Ankara’nın yedi farklı ilçesinde (Beypazarı, Gölbaşı, Haymana, Kahramankazan, Kalecik, Kızılcahamam, Polatlı) 100’e yakın çiftçiye anket uygulaması yapıldı. Bu anketlerde çiftçilere temel sorular yöneltilerek (yaş, eğitim düzeyi, pestisit ne demek? vs.) temel bilgi düzeyleri ölçüldü. Temmuz 2022’de sona erecek olan proje kapsamında toplamda 300 çiftçi ile görüşmeyi planlıyoruz.
- Ankette pestisitle ilgili hangi sorulara yanıtlar aranıyor?
- Yapılan anketle çiftçilerin pestisitleri nerelerden aldığı, alırken kime danıştığı, pestisitleri saklama koşulları, pestisit uygulamasını hangi sistemle yaptıkları, pestisit kullanımı ve sonrasındaki sağlık ve güvenlik tedbirlerinden hangilerini kullandıklarına dair cevaplar alıyoruz.
- Çiftçilerde pestisit kalıntıları nasıl analiz ediliyor?
- Önümüzdeki günlerde çiftçilerden alınan kan, saç ve deri örnekleri özel bir laboratuvara yollanarak biyoizlem aşaması başlatılacak. Uygulama sonrasında uygulayıcının vücudundaki pestisit kalıntı miktarı, biyoizlem sonucunda belirlenebilecek.
- Bu çalışma ne zaman yapılacak?
- İlçe Tarım ve Orman Müdürleri ile yaptığımız görüşmelerde, çiftçilerin pestisit kullanımının genellikle nisan ayının ortalarında veya mayıs ayında arttığı bilgisini aldık. Bu sebeple, proje kapsamında yapacağımız testleri nisan ayının ortası itibariyle başlatacağız.
- Sonuçları merakla bekliyoruz. Bu arada değerlendirme hangi laboratuvar ve uzmanlar tarafından yapılacak?
- Değerlendirmeler Adana’da, Çukurova Üniversitesi Teknopark’da yer alan ve kurucularının Çukurova Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı öğretim üyelerinin olduğu Ar-Ge firması Toxicenter’da, alanında uzman biyokimya, moleküler biyoloji ve adli tıp uzmanları tarafından yapılacak. Raporlama aşamasında ise Universitat Autònoma de Barcelona’nın Çevresel Kimya Bölümü’nde görev yapan Joan O. Grimalt’tan destek alacağız.

- Vücutta pestisit kalıntısı ne gibi sağlık sorunlarına neden oluyor?
- Merkezi sinir sisteminde tahribat yaratabiliyor, bununla birlikte birçok kanser türüne de neden olduğu biliniyor. Pestisit uygulayıcısının yanlış uygulamaları, sadece kendisine değil çevreye de zarar veriyor.
- BM Çevre Programı (UNEP), her yıl 200.000 kadar insanın pestisit zehirlenmesinden öldüğünü tahmin ediyor. Bu korkunç bir rakam. Pestisit kullanımında ne gibi yanlışlar bu ölümlere neden oluyor?
- Açıkçası bir iki tane nedeni yok. Bilinçsizce yapılan her uygulama bu yanlışları doğuruyor. Doğrudan veya dolaylı temasla birlikte insana ve çevreye zarar vererek ciddi hastalıklardan ölüme kadar sorunlar yaratabiliyor. Pestisitlerin vücuda bulaşması için üç ana yol var; ağız, deri ve solunum. Bu noktada doğru kişisel koruyucu ekipman kullanımı oldukça önemli. Çiftçinin tarlasında giydiği çizmeyle eve girmesinden veya tarlasına taşıdığı yemek kabını eve geri getirmesiyle bile diğer aile fertlerinin pestisite maruz kalma riski oluşabiliyor. Bununla birlikte su yollarına taşınmasıyla daha büyük bir alana da yayılması mümkün. Projenin amaçlarından biri olan çiftçi ve tarım işçilerinin bilinçlendirilmesi de bu noktada önem kazanıyor.
- Az önce pestisit kullanımının çevreye de zararı olduğunu söyledin. Pestisitler çevreye nasıl zarar veriyor?
- Pestisit, kullanımından sonra toprak aracılığıyla yer altı sularından su döngümüze karışarak tüm ekosistemi etkileyebiliyor. Bu da tabii ki ekosistemde yer alan her canlıya zararı olması muhtemel bir duruma dönüşüyor. Uzun yıllar uygulama yapılması da toprak florasına zarar vererek doğal dengeyi bozuyor. Toprağın yapısında bulunan mikroorganizmalar fiziksel ve kimyasal yapıyı dengeliyor. Pestisit uygulamasıyla ise bu hedef dışı mikroorganizmaların ölümü topraktaki doğal yapıyı, dolayısıyla ekosistemi bozuyor. Bu tahribat geri döndürülemez sonuçlar da doğurabiliyor.
- Çiftçilere pestisit yerine organik yöntemler kullanmalarını öneriyor musunuz?
- Tabii ki. Projemizde bize danışmanlık yapan ziraat mühendisleri ve iş güvenliği uzmanları bulunuyor. Onlara da danışarak alternatif uygulamaları da araştırıyor ve gerekli önerilerde bulunuyoruz.
- İllaki pestisit kullanacaklarsa nelere dikkat etmeliler?
- Öncelikle uygulayıcının eve girmeden kıyafetlerini çıkararak ayrı bir yerde dezenfeksiyonunu yapmasını öneriyoruz. Bununla birlikte tüm vücudun bol su ve sabunla temizlenerek, pestisit ile kirlenmiş suyun güvenli bir şekilde bertaraf edilmesi gerekiyor. Uygulama sırasında kullanılan ekipmanlar da özel temizleyicileriyle dezenfekte edilmeli. Tabii her şeyden önemlisi etiket okuması yapmak gerekiyor. Çiftçilerin veya tarım işçilerinin, kullanılacak olan pestisitin nasıl kullanılması gerektiğine dair bilgilere erişmesi doğru uygulama açısından önemli. Etiket bilgilerinde yer alan kişisel koruyu ekipmanlara ulaşım kolaylığı sağlanması da uygulayıcıları dikkat etmeleri konusunda teşvik edecektir.

- Nisan ayında farkındalık eğitimleri başlayacak sanırım. Bu eğitim nerede olacak?
- Eğitimler, çiftçilerimize ulaşım kolaylığı olması için kendi ilçelerindeki İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerinin veya Ziraat Odalarının bize sağlayacakları salonlarda gerçekleştirilecek.
- Başka kimlere eğitim vermeyi düşünüyorsunuz?
- Çiftçi ve tarım işçilerinin eğitimi dışında Ankara’da pilot okul olarak belirlediğimiz Mehmet Akif Ersoy Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin tarım bölümü öğrencilerinden oluşan bir grup öğrenciye de eğitim vereceğiz. Genç nesillerin bu yaşlarda bilinçlenmesi hem ülkemiz hem de içinde bulunduğumuz ekosistem için oldukça değerli.
- Proje bittikten sonra etkisinin devamlılığını sağlamak için neler yapmayı düşünüyorsunuz?
- Başkent Üniversitesi’nin Yüksek Lisans programlarında seçmeli ders olarak “Tarımda Pestisit Kullanımının İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim Modülü” müfredata girecek. Hedeflenen gruplar ise Gıda, Tarım ve Hayvanlık Geliştirme Enstitüsü ve Fen Bilimleri Enstitüsü öğrencileri olacak. Proje süresince çiftçiler ve tarım işçileri için hazırlanacak olan eğitim modülümüz ile nitel ve nicel analizlerimiz ışığında fizibilite ve sonuç raporu hazırlayacağız. Bu raporlar, daha sonra yararlanmak isteyen çiftçi, kurum, STK, üniversite vd. için web sitemizde her zaman ulaşılabilir olacak.
Verdiğin bilgiler ile bizi aydınlatın. Teşekkür ederim. Başarı ve araştırmalarının devamını dilerim.sevgiler
Tarım ilacı, ot ilacı, suni gübre kullanmadan, yerel ( atalık) bugday üretimi yapan çiftçileriz. Taş degirmende un yapıyoruz. Kirklareli Küçük Üretici Dayanışma Ağı (@kikuda39)