
Nature Food’a yazan araştırmacılar, sürdürülebilir gıda sistemi dönüşümü için farklı bir yaklaşım öneriyor.
Potsdam İklim Etkisi Araştırmaları Enstitüsü’nden araştırmacı David Chen, ekonomik büyüme oranı ne olursa olsun mevcut gıda sisteminin, temelde hiçbir ülke için sürdürülebilir olmadığını ifade ediyor.
Bakıldığında gıdayı üretme ve toprağı işleme şeklimizin, tüm tedarik zinciri boyunca küresel sera gazı emisyonlarının üçte birinden sorumlu olduğunu görüyoruz. Sürdürülebilir bir gıda sistemi için yaygın olan öneri ise “boyutu küçültmek” olarak karşımıza çıkıyor.
Chen ve arkadaşları ile birlikte Dünya Sebze Merkezi’nden (WVC) Benjamin Bodirsky, Nature’a bağlı Nature Food dergisinde yayımladıkları çalışmayla, biraz daha farklı bir anlayışa ihtiyacımız olduğuna işaret ediyor.
“Mevcut gıda sistemimizin boyutunu küçültmek, emisyonları fazla azaltmayacak. Bunun yerine, mevcut küresel gıda sisteminin doğasını dönüştürmemiz gerekiyor,” diyen Bodirsky’nin bazı önerileri şu şekilde:
- İnsanların, beslenme gereksinimleri açısından sadece ihtiyaç duyduklarını tüketmeleri,
- Gıda israfını önlemeleri,
- Daha fazla sebze ve daha az hayvansal gıda tüketerek daha dengeli bir beslenme.
Bodirsky ayrıca, “karbon fiyatlandırma” düzenlemesiyle, çiftçileri daha düşük emisyonlu tarım uygulamalarına yönlendirmenin mümkün olduğunun altını çiziyor. Çünkü böyle bir durumda, üretici daha az emisyona neden olarak daha az ödeme yapmak isteyecek.
Araştırmacılara göre gıda sistemindeki dönüşüm sürecine, akıllı vergilendirme planları ve iyi düşünülmüş bir gıda politika planının da eşlik etmesi gerekiyor. Tüm yatırım maliyetlerinin ise ekosistemin restorasyonuyla dengelenebileceği vurgulanıyor.
Ekip, söz konusu dönüşümle birlikte, küresel beslenme sonuçlarının iyileşmesinin yanı sıra 2100 yılına kadar net karbon nötr olan bir gıda sistemi ekonomisine ulaşabileceğini ortaya koyuyor. Küçülmekten ziyade niteliksel dönüşüm gerektiğini, bunun da hem kaliteli bireysel beslenme hem de iklim değişikliğine önlem almak açısından önemli olduğunu savunuyorlar.
Bu haberi yazarken hangi kaynaklardan faydalandık?