
Gıdadaki enflasyon, uzun ve kısa vadeli birçok faktöre bağlı. Sheffield Üniversitesi Ekonomi Profesörü Wyn Morgan, küresel gıda fiyatlarının iklim değişikliği ve petrolden nasıl etkilendiğini kısaca açıklıyor.
Enflasyonu ölçmek için en yaygın olarak kullanılan ölçü olan Tüketici Fiyatları Endeksi, Birleşik Krallık’ta Haziran 2021 itibariyle %2,5 arttı. Sheffield Üniversitesi Ekonomi Profesörü Wyn Morgan, bu oranın üç yılın en yüksek seviyesi olduğunu söylüyor. Türkiye’de ise aynı dönemdeki Tüketici Fiyatları Endeksi aylık değişim oranının % 1,94 olduğu görülüyor.
Bununla birlikte küresel gıda fiyatlarındaki 12 aylık artışın, bir nebze olsun durulduğunu paylaşmıştık. Ancak gıda fiyatlarındaki tablo çok da iyimser değil. Bazı ekonomiler, yavaş yavaş toparlanmaya başlarken enflasyon oranlarıyla ilgili endişeler artıyor. Morgan, gıda fiyatlarının yakında “sert bir şekilde” yükselebileceklerine dair korkular olduğunu söylüyor.
Birleşik Krallık’ta gıda, toplam hanehalkı harcamalarının yaklaşık %10’unu oluşturuyor. Türkiye’de ise bu oran son yıllarda %20’nin biraz üstünde seyrediyor. Sözün özü, herkesin yemek yemesi gerekiyor ve bu yüzden halk, fiyat değişikliklerinden doğrudan etkileniyor.
Bununla birlikte, artan gıda fiyatlarının etkisi gelire göre değişim gösteriyor. Daha zengin haneler, artan maliyetleri karşılayabiliyor. Gelirlerinin daha büyük bir kısmını gıdaya harcayan ama alım gücü düşen daha yoksul haneler ise bu değişimlerden çok daha fazla etkileniyor. Buna karşın gıda talebimiz genelde sabit kalıyor. Sadece mağaza, marka ve bazen ürün türleri (örneğin taze veya uzun ömürlü portakal suyu) arasında tüketim alışkanlıklarımızı değiştirebiliyoruz.
Gıda fiyatlarını etkileyen faktörler neler?
Fiyat değişiklikleri, genellikle arz faktörleri tarafından yönlendiriliyor. Bunlar kısa veya uzun vadeli olabiliyor; yerel veya küresel faktörlerden etkilenebiliyor. Gıda fiyatlarını etkileme konusunda akıllara gelen kısa vadeli ilk neden, hava koşullarının neden olduğu kuraklık veya seller diyebiliriz. Bu tip durumlarda çiftlikler üretimi azaltarak fiyatların yükselmesine neden olabiliyor. Uzun vadeli faktörler arasında ise iklim değişikliği veya olgunluğa erişmesi birkaç yıl alan kahve veya kakao gibi ekinlerin verimi yer alıyor.
Genellikle tarım sektörünün ilk çıktısını, yani gıda ürünlerini üretildiği gibi yemiyor, işleme süreci ve perakende zincirinden geçen ürünleri yiyoruz. Aracılar ve ara süreçler söz konusu. Bu da tarımsal üretimdeki iklim etkileriyle birlikte süpermarket veya daha küçük esnaf manavlarda ödediğimiz fiyatları etkiliyor.
Gıda ürünlerinin maliyeti aynı zamanda, gıdanın maliyetindeki değişiklikleri maskeleyebilen paketleme, nakliye veya pazarlama gibi birçok yönü de içeriyor. Aynı şekilde, fiyatları mümkün olduğunca düşürerek müşterileri sadık tutmaya çalışan perakendeciler arasındaki rekabet de gıda fiyatları üzerinde etkili olabiliyor.
Birçok ülkenin kendi gıdalarının tamamını yerli kaynaklardan üretmediği de bir gerçek. Örneğin İngiltere, sadece muz, çay ve kahve gibi ithal ettiği ürünleri değil, yerel olarak da üretilen domuz pastırması, tereyağı ve kuzu eti gibi ürünler de dahil olmak üzere tükettiği gıdanın yaklaşık %40’ını ithal ediyor.
Bunu göz önünde bulundurunca, yurt dışından gelen tedariklerin, pandemi sırasında yaşanan gecikmeler veya ticaret politikası değişiklikleri gibi, sistemdeki şoklardan büyük ölçüde etkilenmesi şaşırtıcı olmasa gerek. Tüm bunlar, döviz kurlarındaki dalgalanmalara benzer şekilde fiyatların yükselmesine neden olabiliyor.

Kilit faktör: Petrol fiyatı
Ayrıca birçok ülke, buğday veya mısır gibi küresel olarak ticareti yapılan ham emtiaları da ithal ediyor ve bunların fiyatı, küresel makroekonomik faktörler tarafından belirleniyor. Bu noktada kilit faktör petrol fiyatı olarak karşımıza çıkıyor.
Petrol iki nedenden dolayı önem taşıyor. Birincisi, hacmi büyük malları taşıma maliyetlerinin, petrol fiyatlarındaki artışlara karşı çok hassas olması. İkincisi ise petrolün, endüstriyel tarımın olmazsa olmazı kimyasal gübrenin önemli bir bileşeni olması, yani fiyatı yükseldiğinde, gübrenin maliyetinin de yükselmesidir. Bu durumda tarımsal üretim maliyetleri, ürün fiyatlarını da yükseltiyor. Bu genellikle daha yüksek perakende fiyatları şeklinde tüketiciye yansıyor; dolayısıyla gıda fiyatları enflasyonu söz konusu oluyor.
Birleşik Krallık’ta Ağustos 2008’de gıda fiyatları enflasyonu %14’e ulaştığında varil başına petrol varil fiyatı yaklaşık 140 dolarken, bu fiyat artışından bir yıl önce petrolün varil fiyatı, bu değerin yalnızca yarısı kadardı. Yani petrol fiyatlarındaki artış, gıda fiyatlarını doğrudan etkilemişti. Bu her ülkede böyledir. Çünkü gıda sistemi petrole dayanıyor.
Bu enflasyonu tetikleyen birkaç faktör daha vardı. Avustralya’da buğday fiyatlarını etkileyen kuraklık; ABD dolarının değerinin daha düşük olması sebebiyle ülkelerin alım gücünün artarak gıda talebinin yükselmesi ve gıda yerine yakıt amaçlı mısır yetiştirmeleri için ABD’deki çiftçilere verilen sübvansiyonların hayvan yemi fiyatlarını yükseltmesi de bu enflasyonda etkili oluyordu.
Bu tip durumlar, Nijer gibi düşük gelirli Afrika ülkelerinde gıda kıtlığına, Meksika ve Endonezya gibi ülkelerde ayaklanmalara ve Rusya ile Arjantin gibi ülke hükümetlerinin ihracatı yasaklayarak fiyat artışlarını kontrol etmeye çalışmasına yol açarak küresel bir kriz yaratıyordu.
Her ne kadar bazı ülkeler, düşük veya sabit fiyat enflasyonlarına alışsa da gıdada petrole bağlı seyrin devam etmesi, gıda arzının ve gıda fiyat enflasyonlarının küresel bir sorun olmaya devam edeceği anlamına geliyor.
Kaynakça:
https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Household-Consumption-Expenditures-2019-33593
1 thought on “Gıda fiyatları petrol ve iklim değişikliğinden nasıl etkileniyor?”